Merhaba dostlar, sizin de bildiğiniz üzere aylardır sürdürdüğümüz “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümleri Durduralım” konulu imza kampanyamız Ankara’nın çeşitli bölgelerinde devam ediyor. Kampanyamız için bu hafta Dikimevi’ndeydik. İmza kampanyamız insan hayatını konu aldığı için, gittiğimiz her semtte olduğu gibi Dikimevi’nde de soğuk hava şartlarına rağmen oldukça ilgi gördü. Kampanyaya gösterilen bu ilgi tabii ki bizi de sevindirdi. Bu olumlu tabloya rağmen Dikimevi’nde beni düşündüren durumlar da yaşadık. Bu yüzden bu stant deneyimi bende daha farklı bir etki bıraktı. Nedenini soracak olursanız şöyle açıklayayım: Dikimevi fakültelere yakınlığı sebebiyle yoğun bir öğrenci nüfusa sahip. Dolayısıyla imza için kalemimizi uzattığımız her iki kişiden biri öğrenciydi ve onlar kampanyamıza işçiler kadar ilgili değillerdi.
Kendine bile hayrı olmayan kapitalizm, gençlerin hayatını ellerinden alıp, sisteme hizmet eden, düşünemeyen, eleştiremeyen bireyler yetiştiriyor. O genç arkadaşların her şeyden bihaber ve duyarsız olmalarının sebebinin kapitalist sistemin etkisi altında bulunmaları olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden gençlerdeki bu duyarsızlık, geleceğe olan inancımızı ve ümidimizi kırmadı.
Amacımız kapitalizmin pençesine takılan insanlara bildiklerimizi anlatmaktır. Çünkü biz de o gençlerden farklı değildik, ama birileri bize bildiklerini anlattı ve bizi sınıf mücadelesine kattı. Şunu çok iyi biliyoruz ki, işçi sınıfı bilinçlenip, gücünün farkına vardığında bütün engelleri aşacaktır. Akarsuyun önüne set çeken, dağları delip tüneller açan, etrafımıza baktığımızda her şeyi yapan biz işçileriz. 15-16 Haziran Direnişini gerçekleştiren ve patronları korkutanlar bilinçli ve örgütlü işçilerdi.
Bugün de bizi önemli görevler bekliyor. Bunlardan biri de işçi ölümlerini durdurabilmek için elimizden gelen her şeyi yapmak ve kampanyamızı daha fazla yaymaktır.
İşçi ölümlerine sessiz kalmayalım!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!