
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) yönelik saldırılar devam ediyor. KESK’li sendikacılar birkaç yıldır gözaltı ve tutuklamalara maruz kalıyorlar. Delil olarak ise sendikal faaliyetler gösteriliyor. Son olarak 19 Şubatta eş zamanlı olarak 28 ilde gerçekleştirilen operasyonlarda onlarca KESK üyesi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlar arasında Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Akman Şimşek ve Denetleme Kurulu üyesi Erdoğan Canpolat da bulunuyor. Gözaltına alınan sendikacılar çeşitli illerde bulunan adliyelerde savcılık sorgusuna alındılar.
KESK’li sendikacılar 22 Şubat günü Ankara adliyesi önünde hem gözaltlıları protesto ettiler hem de içeride savcılık sorgusunda olan arkadaşlarını beklediler. KESK Genel Başkanı Lami Özgen adliye önünde bir basın açıklaması yaptı. Lami Özgen hak arayan öğrencilere, işçilere, kamu emekçilerine yapılan baskılardan bahsetti ve sözlerine şöyle devam etti: “Daha önce defalarca tanık olduğumuz görüntüler eşliğinde gözaltına alınan arkadaşlarımız insanlık dışı, hukuksuz bir tutumla karşı karşıya kalmıştır. İki yıldır kanserle mücadele eden arkadaşımız, kemoterapiye girdiği sırada kaçma şüphesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmıştır. İstanbul’da gözaltına alınan evli çiftin 3 aylık bebeği bile nezarete konulmuştur. Yine, eşi de
aynı operasyonda gözaltına alınan Eğitim ve Örgütlenme Sekreterimiz, kızını imza karşılığında kardeşine teslim etmediği takdirde Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim etmekle tehdit edilmiştir.”Özgen, mahkemeye çıkarılıp işlemi bitenler hakkında ise şu bilgileri verdi: “Bize şu ana kadar gelen bilgilere göre gözaltına alınan arkadaşlarımızdan toplam 82’sinin işlemi tamamlanmıştır. Bunlardan emniyet, savcılık ve mahkemelerce toplam 53’ü serbest bırakılmış, 29’u ise tutuklanmıştır. Geriye kalan diğer arkadaşlarımız da Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Bursa ve Adana adliyelerinde savcılığa çıkarılmıştır.” Özgen, operasyonların amacı hakkında şöyle konuştu: “Amaç ve hedef açıktır. Sendikal faaliyetlerimizi ‘suç’ olarak gösteren hukuktan yoksun iddianamelerle toplam 59 yönetici ve üyemizi demir parmaklıklar ardında tutanlar düğmeye bir kez daha basmıştır. Kim ne derse desin, hangi yalana inanmak isterse istesin, gerçek gün gibi ortadır. Bu operasyonların tek bir adı vardır. O da ‘Emek ve Demokrasi Güçlerini Sindirme’ operasyonudur.”
Basın açıklamasından sonra KESK’li sendikacılar Ankara Adliyesi önünde bekleyişlerini bir müddet daha sürdürdüler.