
11 Mart 2012 gecesi Esenyurt’ta Marmara AVM inşaatında çalışan 11 işçi yanarak can vermişti. Sağlıklı ve güvenli ortam sağlanmadığı için şantiye alanındaki naylon çadırlarda kalan işçiler, elektrik sobasının çadırı tutuşturması sonucu diri diri yandılar. Cesetleri, aileleri tarafından bile teşhis edilemeyecek hale gelen gencecik işçilere, işyerleri mezar olmuştu.
Ölümlerinin 1. yılında işçilerin aileleri, evlatlarına mezar olan Marmara AVM önünde bir araya geldiler, sorumluların yargılanması talebini bir kez daha dillendirdiler. Yapılan eyleme yanarak can veren işçilerin aileleri, Bir Umut Derneği, Nakliyat-İş üyesi Yurtiçi Kargo işçileri ve UİD-DER katıldı.
Marmara AVM önünde toplanan aileler adına hayatını kaybeden Barış Kıyak’ın kız kardeşi Damla Kıyak basın açıklamasını yaptı: Süren davada yargılanan sanıkların suçu birbirlerine atmalarına, sanki hiç sorumlulukları yokmuş gibi davranmalarına tepki gösteren Kıyak “unutmayacağız, unutturmayacağız” diyerek davanın peşini bırakmayacaklarını vurguladı. Damla Kıyak şöyle devam etti. “Elimizin de, nefesimizin de, sözümüzün de yetkililerin; ECE firmasından Marmara Park A. Ş.’ye, Kayı İnşaat’tan İş Bankası GYO’ya diğer destekçi sermeye kuruluşlarının yakasında, ensesinde olduğunu bilsinler. Yapanın yanına kâr kalmayacak. Bütün sorumlular yargılanacak. Amacımız kaybettiklerimiz ve bizler için adalet. Geride kalan ve işçilik yaparak hayatını idame ettirmeye çalışanlar için sağlıklı, güvenli çalışma koşullarının yaratılması içindir de istediğimiz adalet.” Kıyak, konuşmasını destek çağrısı yaparak bitirdi.
Basın açıklamasının ardından;“Esenyurt’u Unutma Unutturma”, “İş Kazası Değil Cinayet”, “Sorumlular Belli, Adalet İstiyoruz!” sloganlarıyla işçilerin yaşamını kaybettiği çadırların bulunduğu alana doğru yürüyüşe geçildi. İşçilerin fotoğraflarının bırakıldığı alana karanfiller bırakıldı.
Yaşamını kaybeden işçilerden Ahmet Yağcı’nın eşi Selma Yağcı; kucağında dünyaya babasız gelen bebeğiyle, bir konuşma yaptı:“Çocuğum büyüyor. Baba kelimesini hiç söyleyemeyecek. Patronun biri kaçak, diğer patronu serbest bıraktılar. Onlarda merhamet yok. Biraz merhamet olsaydı, şu anda çocuğum babasının kollarında olurdu. Benim evladım babasını hiç görmeyecek. Yaşadığım sürece acım hiç dinmeyecek.”
Seyfettin Topal ve İsa Topal’ın yakınları Selahattin Topal ile İdris Topal da Türkiye’de adalet olmadığını, patronların serbest bırakıldığını söyleyerek duruma isyan ettiler.
Çadır alanındaki anma, ailelere çok zor anlar yaşattı. İşçi ailelerinden sinir krizi geçirenler oldu.