Yaşlılar genelde gençlerden yakınırlar. Gençlerin olumsuzluklarından bahsederler. Ama gençlerin nasıl olup da bu hale geldiğini düşünmezler. Şimdiki gençlik uzaydan gelmedi, onlar da bu toplumun ürünüdür. Ben şunu çok merak ediyorum, acaba bu lafları eden ana ve babalar çocuklarını nasıl yetiştirdiler, ona da bir bakmak lazım. Bireyci, bencil, hakkını aramayan ve bu yüzden işyerlerinde, fabrikalarda patrona karşı boyun eğen, hakkı olduğu halde var olan hakkına bile sahip çıkmayan bir gençlik yarattılar. Bu ana ve babaların birçoğu ’80 öncesi dönemi yaşamış insanlardır, ancak korktukları için o döneme ait hiçbir şey anlatmazlar. Bugün her ay yüzlerce işçi iş kazasında hayatını kaybediyor, binlercesi de yaralanıyor. Yanımızda işçiler ölürken, yaralanırken sadece bakmakla kalıyoruz. Yanımızdaki işçi işten atılıyor, işsizliğe ve yoksulluğa itiliyor, seyirci kalıyoruz. Ben buradan ana ve babalara sesleniyorum; önümüz 1 Mayıs, işçilerin uluslararası mücadele, birlik ve dayanışma günü. Çocuklarınızla birlikte alanlarda olmalısınız, onlara haklarını aramaları için, 1 Mayıs’ta dayanışmayı yükseltmek için önayak olmalısınız. O zaman göreceksiniz ki bugünün gençleri de haklarını aramayı bilecek, mücadele etmekten kaçmayacaktır. Hatta boynuz kulağı geçer misali bayrağı daha da ileri taşımayı bileceklerdir.