Amerika işçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi sonucu dünya işçi sınıfına armağan ettiği 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı.
Taksim’deki yayalaştırma çalışması nedeniyle 1 Mayıs’ın nerede kutlanacağının tartışıldığı şu günlerde, bizler de UİD-DER’li işçiler olarak 1 Mayıs çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İşçi sınıfının kitlesel katılımını ve bu anlamlı günü örgütlü bir şekilde taleplerini haykırmasını çok önemli buluyoruz. Kortejlerimiz ne kadar kalabalık ve disiplinli olursa, sesimiz ne kadar güçlü çıkarsa, patronlar sınıfına mesajımız o kadar güçlü ulaşır. Yoksa alanda kurulacak olan platformdan “sendikacıların” yapacağı sıkıcı konuşmalar patronlara bir etki yapmaz.
Önemli olan bizlerin örgütlülüğünü göstermek. Özellikle silahların sustuğu ve barış adına olumlu bir havanın yaşandığı şu günlerde, tarihi bir süreçten geçiyor olmamız, 1 Mayıs’ın önemini bir kat daha arttırıyor. Şunu da görüyoruz ki, Kürt sorununun çözülmesi Kürt ve Türk işçi sınıfının birlikte örgütlenmesinin önünü açacaktır. MHP’nin milliyetçiliği ve ırkçılığı yükseltmesine karşı durmalıyız. CHP’nin milliyetçi hezeyanlarına pirim vermemeliyiz. Yaslandıkları duvarın yıkılacak olması korkusuyla bu iki parti barışa köstek olarak gerçek yüzlerini bir kez daha işçi-emekçi halka göstermiş oldular. Onlar için ölen çocukların, ağlayan anaların önemi yoktur. AKP de aslında işin ekonomik büyüme ve gelişme yönüyle ilgilenmektedir. AKP’nin “terör bittiğinde Türkiye uçacak” söylemi bunu zaten gösteriyor. Evet, savaş bittiğinde Türkiye ekonomik sıçrama yapabilir ama bu patronlar için sevindiricidir, çünkü sıçrayacak olan onlardır.
Patronlar büyüme hesabı yapıyorlar, ama biz Türk ve Kürt işçiler de birleşerek ve haklarımız için örgütlenebiliriz. Bu nedenle Kürt sorunun çözülmesi ve barış sağlanması için 1 Mayıs’ta işçilerin birliğini ve halkların kardeşliğini haykırmalıyız. 1 Mayıs’ta işçilerin gücünü patronlara ve egemen sınıfa gösterelim.
BİJÎ YEK GULAN! YAŞASIN 1 MAYIS!