
Patronlar, emek maliyetlerini aşağıya çekmek, işçileri daha ucuza çalıştırmak ve daha fazla kâr elde etmek için yeni teşvik paketleri istiyorlar. AKP hükümeti de, biri bitmeden öteki teşvik paketini hazırlıyor. 5084 Sayılı Teşvik Yasası 31 Aralık 2012 tarihinde sona ermişti. Patronların sadık hizmetkârı AKP, bu teşvik paketi sona ermeden yenisini çıkartmıştı. 5084 Sayılı Teşvik Yasası sona erdiğinde patronlar, işçileri toplu halde işten atmaya başlamıştı. Teşvik yasasının sona ermesinden bu yana işten atılan işçi sayısı 14 bini geçti.
2012 yılında sona eren 5084 Sayılı Teşvik Paketi’ne göre, 49 ilde 10 işçinin üstünde işçi çalıştıran patronların işçiler için ödemek zorunda olduğu SSK payını devlet ödüyordu. Bu teşvik paketinin devam etmesi için patronlar, hükümete baskı yapmak için birçok ilde ardı ardına açıklamalar yapmıştı. Bununla yetinmeyen patronlar Trabzon’da işçilerin eline dövizler vererek “Teşvik Sürsün Çarklar Durmasın”, “Teşvik Biterse Biz de Biteriz” sloganlarıyla eylem yaptırmışlardı. İşçilerin eline döviz vererek eylem yaptıran patronlar, yeni teşvikleri aldılar ve binlerce işçiyi işten atarak işsizliğe, açlığa terk ettiler.
Hükümet, 5084 Sayılı Teşvik Yasası’nın yerine yeni teşvik uygulaması koydu. Ülke altı bölgeye ayrıldı. Teşvikin kapsamı genişletildi. Patronların SSK payının ödenmesinin yanı sıra devlet, patronlara arazi, fabrika kurmak için yüklü miktarlarda para, enerji, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti ve stopaj desteği veriyor.
AKP çıkarttığı teşviklerle patronların kasalarına milyonlar dolduruyor. Diğer yandan işçiler için “800 lira iyi para” demekte sakınca görmüyor. İşsizlik çığ gibi büyürken patronlar, “iş var işçi yok. İşçi bulamıyoruz. Yurtdışından işçi getireceğiz” diyerek yalan söylüyorlar. Son yapılan resmi açıklamalara göre, işsizlik 3 milyona tırmanmış durumda.
AKP de gelmiş geçmiş tüm hükümetler gibi işçilerin değil patronların çıkarları için çalışıyor. İşçiler, patronlara ve onların ikiyüzlü işçi düşmanı partilerine güvenmemeliler. Kendilerine, birbirlerine güvenerek sendikalarında, UİD-DER gibi işçi örgütlerinde örgütlenerek mücadele etmeliler.