
Metal sektöründe çok zor ve ağır çalışma koşullarında çalışan bir işçiyim. Yıllardır kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışan, bunun mücadelesini veren biriyim. Maalesef ki içinde bulunduğumuz sistemde kadının yeri belli. Sistemin yarattığı bu derin yozlaşma toplumun her kesiminde kendisini hissettiriyor. Dolayısıyla sistemin insanların akıllarını kararttığı bu toplumda, kendi ayakları üstünde durmaya çalışan, hayatını kendisi idame ettirmeye çalışan yalnız bir kadına yaklaşım pek de olumlu değil. Zaten hayatın zorlukları ile mücadele ederken bir de bu tür sıkıntılarla uğraşmak beni çok yoruyor. Öyle ki, artık kadın kimliğimizi bir kenara bırakıp erkek gibi davranmak zorunda kalabiliyoruz. Ve ben bunu istemiyorum. Ben kadınım, ben bir kadın işçiyim, emekçiyim. Fabrikalarda erkek işçi kardeşlerimle aynı işi yapabilirim, meydanlarda onlarla omuz omuza mücadele verebilirim. Ancak erkek gibi davranmak istemiyorum.
1 Mayıs’ta haykırmak istediğim talebim budur! Kadınlık kimliğimle, kadınlık onurumla, kadın işçi olarak yaşamak istiyorum. Ben böyle mutluyum.
Yaşasın işçilerin birliği!