Geçtiğimiz hafta Gebze temsilciliğimizdeki UİD-DER’liler olarak “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyamız vesilesiyle işçi kardeşlerimize sesimizi duyurmak için standımızı açtık. Her stant açışımızda iş kazası geçiren onlarca işçi ile karşılaşıyoruz, sorunlarını paylaşıyoruz.
Gebze Türkiye’nin belli başlı sanayi kentlerinden biri olduğu için hemen herkesin, ya kendisinin ya da bir tanıdığının iş kazalarıyla karşı karşıya geldiğini görüyoruz. Fabrikalarda geçirilen en küçük iş kazası işçinin parmaklarını kaybetmesi oluyor. Daha ciddi iş kazaları ise işçilerin hayatlarını kaybetmesine neden oluyor. Standımıza imza atmaya gelen pek çok kimse iş kazası geçirmiş.
Elimde imza föyü ile iş kazalarına karşı kampanyamıza destek çağrısı yaparken bir kadın yanıma yaklaştı. Merak ettiği için geldiğini düşündüm ve kampanyamızı anlatmaya başladım. Kadın sözümü kesti: “Ver bana kâğıdı imzalayayım ben. Ben bunun ne demek olduğunu biliyorum” dedi. İmza atarken gözyaşları birden taşıverdi. Neden ağladığını yanındaki yakınına sorduğumda “kot kumlama işinde çalışan eşini kaybetti. Daha çok gençti, kot kumlarken fabrikada hastalandı. O hastalık yüzünden vefat etti” dedi. Ben de derneğimiz UİD-DER’in bu konu ile ilgili haberler yaptığını, iş cinayetlerinin artık son bulması için çalıştığını ifade ettim. Gözleri dolan acılı genç kadın bana “ben bu acıyı yaşadım başkaları yaşamasın, sizi sonuna kadar destekliyorum” diyerek ayrıldı.
Yarın bu acıyı bizlerin yaşamaması için, çocukların yetim, eşlerin dul kalmaması için 1 Mayıs’ta iş cinayetlerinin son bulması talebimizi haykırmalıyız. Patronların bizi caydırmak için 1 Mayıs gününe yazdığı mesailer bize vız gelmeli. İnadına katılmalıyız 1 Mayıs’a. Gücümüzü göstermeliyiz alanlarda yan yana, omuz omuza. İşçilerin birleşince yenilemez olduğunu gösterelim.
Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider. Bu asalak patronlar işçinin gücü karşısında kül gibi savrulur gider!