
AKP hükümeti, geçen sene çıkardığı teşvik paketinde Türkiye’yi 6 bölgeye ayırmıştı. 6. Bölge kapsamında yer alan Kürt illeri, yatırım yaptıkları takdirde patronların en fazla teşvik alacağı bölgeler arasında yer alıyor. Bu teşvik kapsamında patronlar, işçilerin sigorta primlerinden kurtuluyor ve aynı zamanda devletin sunduğu bedava arsadan ve diğer şeylerden yararlanıyorlar. AKP’nin diğer bir projesi ise, bölgesel asgari ücret sistemine geçmek ve bu bölgelerde asgari ücreti alabildiğine aşağıya çekmektir. Amaç ucuz işgücü imkânı ve patronlar için alabildiğine kârlı sömürü cenneti yaratmaktır. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kürt illerini kast ederek “Türkiye’nin Çin’i haline getireceğiz” demişti. Aslında Anadolu’da sanayileşen birçok kent, şimdiden Türkiye’nin Çin’i haline gelmiş durumda. Adıyaman’dan sitemize bir mektup gönderen ve çalışma koşullarını anlatan bir tekstil işçisi, bu gerçeği gözler önüne seriyor:
Merhaba arkadaşlar. Ben Adıyaman’da bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Burada çok zor şartlar altında çalışmak zorunda kalıyoruz. Düşük maaşlarla çok uzun süre çalışıyoruz. Burada yaşı küçük çocukları köylerden getirip çok düşük maaşla çalıştırıyorlar. Maaşlar bankaya asgari ücret olarak yatırılıyor fakat işveren veya muhasebeci kendileri atm’lerden alıp işçilere daha düşük yani 500 ile 650 lira arasında elden olarak ödemeyi yapıyorlar.
Bu fabrikada 600’den fazla işçi çalışıyor. Günlük çalışma süresi 10 saat iken bizleri zorunlu olarak yani genel mesai adı altında fazla mesai yapmak zorunda bırakıyorlar. Yani toplamda günlük çalışma süremiz 15 saati buluyor. Üstelik fazla mesainin saati sadece 1 TL; yani fazladan 5 saat çalışıyorsunuz ve aldığınız mesai ücreti 5 TL. İtiraz ettiğiniz takdirde veya zam istediğiniz takdirde hemen kendinizi kapının önünde buluyorsunuz. Öyle toplu olarak değil tek tek işten çıkarılıyorsunuz.
Buradaki işçilerin çoğu sigortasız çalıştırıldığı için hiçbir şekilde haklarını arama gibi bir şansları da olmuyor. İtirazınız olduğu takdirde işverenin veya ustanın alışılagelmiş sözleri, “sizleri köylerden getiriyoruz, yol masrafınızı ve yemek masrafınızı bizler karşılıyoruz, sizleri erken yaşta evlenmekten ve çoban olmaktan kurtarıyoruz” şeklinde oluyor.