
Ben işçi bir öğrenciyim. Babam tersane işçisi, annem ise ev kadını. Ailemin yükünü azaltmak için yaklaşık 9 aydır bir kafede garson olarak çalışıyorum. Paylaşmak istediğim şeyden önce çalışma koşullarımdan bahsetsem, varmak istediğim yere daha açık gelirim sanırım.
Günde en az 12 saat ayakta çalışıyorum. Geriye kalan saatlerde ise okula gidiyorum ve uyuyorum. Bu yüzden ailemle ve arkadaşlarımla geçirdiğim zaman neredeyse yok denecek kadar az.
Paylaşmak istediğim konuya gelecek olursam… Çalıştığım yere sürekli gelen 21 yaşında patron çocuğu olan bir müşteriyle ilgili. İş arkadaşımla çalışma koşullarımızla ilgili tartışırken, “neyse müşterilerin yanında uzatmayalım” dedim. Bunun üzerine bahsettiğim şahıs “ben artık arkadaşınız sayılırım” dedi ve birkaç dakika sonra da bir konu hakkında fikrimi almak istedi. Zengin bir muhitte 3 bin liralık bir daireyi kiralamak üzere olduğunu söyleyip, “sizce uygun mu, ben buraları pek bilmem, ne dersiniz” diye sordu. O anda hayat şartlarımızı karşılaştırdım. Bahsettiği kiranın miktarının üçte biri bir ücret bile alamazken, ondan çok daha fazla emek verdiğim halde, koşullarımızın ne kadar adaletsiz olduğunu gördüm. Bunun sebebi sadece farklı sınıfların çocukları olarak dünyaya gelmiş olmamız mıdır? Bir çok işçi çocuğu, geçim sıkıntısından küçük yaşlarda çalışıp çocukluklarını yaşayamazken, diğer tarafta patron çocuklarının bolluk bereket içinde yaşaması ne denli adaletli?