Çevremize dikkatli baktığımızda, algımız açık olduğunda ne kadar çok iş kazası yaşandığını fark ediyoruz aslında. İşçiler bir kaza yaşandığı zaman “olacağı varmış, dikkatsizlik etmiş, yapacak bir şey yok” diye düşünüyorlar çoğu zaman. Gerçekten de yapacak bir şey yok mu?
Geçtiğimiz ay Bangladeş’te yıkılmak üzere olduğu halde içinde üretim yapılan 8 katlı bir binanın çökmesi sonucu binden fazla işçi yaşamını yitirdi. Bu felaket konfeksiyon sektöründe yaşanan en büyük trajedi olarak kayıtlara geçti. Ölen 1000’den fazla işçi için yapacak bir şey yok muydu peki? Onların kaderi işe gittikleri işyerinde göçük altında kalmak mıydı? Yoksa patronların sadece üretimi ve kârlarını düşünmeleri nedeniyle çürük binaya işçileri zorla sokmaları nedeniyle mi ölmüştü onca işçi?
Fabrika sahibi olan, malı mülkü olan patronların kendi ceplerini düşünmeleri kadar bizlerin de kendi çalışma koşullarımızı, kendi hayatımızı düşünmemiz gerekiyor. “Yaşamak” için gittiğimiz işyerlerinin mezarımız olmaması için bilinçlenmeli, bilinçlendirmeliyiz. İşte tam da bu yüzden UİD-DER’in aylardır yürüttüğü “İş Kazaları Kader Değildir! İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyası o kadar önemli ve anlamlı ki...
Yeni faciaların yaşanmaması için bu kampanyaya var gücümüzle destek vermeliyiz.