
Geçtiğimiz Pazar günü derneğimizin yürüttüğü “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyasının bir ayağı olarak Gebze Eski Çarşı’da bir sokak etkinliği gerçekleştirdik. UİD-DER İşçi Sağlığı ve Güvenliği Komitesi’nin düzenlediği sokak etkinliğinde kampanyaya destek veren duyarlı iş hukuku avukatlarımız da işçi ölümlerine ve iş kazalarına dur demek için yanımızdaydılar.
Sokak etkinliğinde gönüllü görev alan tüm UİD-DER’li arkadaşlarımız canla başla sokaktan geçen işçilerle sohbet ettiler, sorunlarını dinleyip çözüm yollarını, önerilerini dile getirdiler. Ben de etkinlikte görev aldım. Sokakta işçilere seslenip, iş kazalarına, meslek hastalıklarına karşı mücadelenin önemini anlatıyordum. İşçileri, duyarlı davranmaya ve kampanyamıza destek olmaya çağırıyordum. Her gün basit iş güvenliği önlemlerinin alınmaması yüzünden tersanelerden, madenlerden, inşaatlardan, fabrikalardan sürekli iş kazaları ve işçi ölümleri haberleri geldiğini haykırıyordum. O sırada hemen önümde gözlerimin içine bakan 20’li yaşlarda bir genç belirdi. Ben yüksek sesle gerçekleri anlatmaya devam ettim. O genç durmuş, beni dinliyordu. Sözümü bitirdiğim anda “hay ağzını öpeyim abi!” dedi. Sohbet etmeye başladık.
Babasının işçi olduğunu, metal sektöründe bir süre çalıştıktan sonra tersanede işe başladığını anlattı. Babasıyla sohbet ederken çalıştığı tersanede neredeyse her gün iş kazaları gerçekleştiğini dinliyormuş. Babasının bir gün iş kazası geçirmesinden ve yaralanmasından korktuğunu anlattı. Ben de yeni tanıştığım bu genç işçi arkadaşa iş kazalarının %99’unun önlenebileceğini, fakat patronların işçi güvenliğini ve işçi sağlığını önemsemediğini, iş güvenliği önlemlerini maliyet unsuru olarak gördüğünü, bu nedenle iş kazalarının gerçekleştiğini anlattım. Bir süre daha sohbet ettikten sonra onu derneğimize çağırdım. O da 20 gün sonra askere gideceğini ama askerlik dönüşü mutlaka uğrayacağını söyledi ve imza attıktan sonra “kolay gelsin” deyip yanımızdan ayrıldı.
Bu örnek, derneğimizin başlattığı kampanyanın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha gösteriyor. Kampanyamız süresince yaptığımız çalışmalarda, her stant açtığımızda bu sorunları yaşayan yüzlerce işçi kardeşimizle karşılaşıyoruz. Çünkü insan hayatını önemsemeyen, bizleri bir makine parçası gibi gören, eskiyince değiştiren, kullanıp atan bu sistem devam ettikçe bu sorunlarla yüz yüze kalacağız. Tabii ki bunları değiştirmenin bir yolu var. Tek tek başaramayacağımız bir şey bu. Ama birlikte, örgütlü olursak kimsenin önünde duramayacağı bir güç bu! O halde gücümüzü ortaya çıkaralım. UİD-DER’in başlattığı kampanyayı tüm işyerlerinde taleplerimizi öne çıkartıp yayalım.