
Yaklaşık iki aydır devam eden Gezi Parkı olayları eskisi kadar olmasa da gündemi hâlâ kaplıyor. Olayların sebebi Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesi ve yerine Topçu Kışlası’nın yapılmasıydı. Polis terörü ile 4 kişi hayatını kaybetti, yüzlerce insan ise yaralandı.
Ben metal fabrikasında çalışan bir işçiyim. İlk başta olayların bu şekilde büyümesine şaşırmıştım. Çünkü onlarca fabrikada toplu sözleşme görüşmeleri devam ediyordu. Atatürk Havalimanı’ndaki THY işçilerinin grevi devam ediyordu. Fakat bunların hiçbiri Gezi Parkı olayları kadar gündeme gelmedi, umursanmadı. Onca insanın gecekondusunu başına yıktılar, çevreyi katlettiler ama yine bu kadar ses çıkmadı. İş kazalarında, meslek hastalıklarında binlerce işçi hayatını kaybetti, kaybediyor, bu kadar gündem olmuyor. Bu olaylarda asıl gündemi tutan şey genç kuşaktaki hoşnutsuzluktu.
Bu hoşnutsuzluk güzel ama aynı hoşnutsuzluk neden işçi sınıfının genel sorunlarında patlamıyor? Çünkü işçi sınıfının sorunları ile ilgilenilmiyor. İşçi sınıfının mücadelesi olmadan da hiçbir sorun çözülemez. O yüzden özellikle tuzukuru kesimlerin “Gezi gençliği” diye pazarladığı gençlik ile işçi sınıfının gençliği aynı değildir.