
“Karıncaya sormuşlar: ‘Taşıdığın yük çok ağır, onu istediğin yere nasıl götüreceksin?’ Karınca, ‘Olsun götüremesem de yolunda ölürüm’ demiş. Siz de aynı o karınca gibisiniz, inatla ve sabırla bize doğru bildiklerinizi anlatmaya çalışıyorsunuz.” Bu sözler bir işçi semti olan Sarıgazi Emek Mahallesi’nde oturan bir ablamızın, biz UİD-DER’li işçilere söylediği sözlerdi. Gerçekten de aylardır kar demeden, kış demeden, sokak sokak, kapı kapı, pazar yerlerinde “İş Kazaları Kader Değildir İşçi Ölümlerini Durduralım” kampanyamızı sabırla anlatıyoruz. İşçi kardeşlerimize duyurmaya çalışıyoruz. İş kazalarıyla ilgili yürüttüğümüz bu kampanyanın aslında ne kadar büyük bir çalışma olduğunu daha iyi fark ettik.
Sokaklarda kapı kapı dolaşırken, pazar yerinde dolaşırken karşılaştığımız hemen herkesin ya kendi başından ya da bir yakınının başından bir iş kazası geçmiş. Emek Mahallesi’nde yaptığımız çalışmalar sonucunda artık mahalleliler tarafından tanınıyoruz. Bazen öyle oluyor ki mahallenin bakkalı “yorulmuşsunuzdur, çok çalıştınız” deyip bize içecek ikram ediyor, evlerden çaya davet ediliyoruz, mahallenin çocukları “işçiler ölmesin diyen ablalar, abiler geldiler” diyor. Evet, kardeşler, karıncanın yükü gerçekten ağır. Ama karıncalar birlikte hareket ettikleri için harikalar yaratıyorlar. Biz de karıncalar gibi bıkmadan, usanmadan işçilerin sorunlarını anlatmaya, örgütlenmeye ve bizimle birlikte bu yükü paylaşacak işçileri aramaya devam ediyoruz.