
İşçi kardeşlerimizin UİD-DER’in bültenine yazdıkları işçi mektuplarında, tuvaletin önüne turnike konması veya kamera takılması gibi konular dikkatimi çeker ve küfür ederek sinirimi belirtirdim. Sonraları bu tür uygulamalar bizim fabrika da da başladı.
Çalıştığım fabrikada 6 tane montaj bandı var ve bu montaj bantlarının her birinde bir işçi görevlendirilecek. Bu “görevliler” işçiler yerini terk etmesin diye iki saatte bir sularını getirecek. Tuvalete gitmek isteyen bir işçi olursa görevli arkadaş isminin yazılı olduğu yaka kartını verecek ve işçi arkadaşı tuvalete gönderip onun çalıştığı istasyona geçecek. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, yeni gelen bir talimata göre artık tuvalete giden işçilerin isimleri yazılacak ve bir günde tuvalete kaç kez gittiği görülecek.
Bu duruma sinirleneler oluyor, ancak bu sadece lafta kalıyor. Bazı işçi arkadaşlar ise sitemlerini şakalar yaparak gösteriyor. Evet, sitem ediyorlar ancak şeflerin ya da müdürlerin yanında seslerini çıkaramıyorlar. Bu konuları işçilerle konuştuğum zaman, bana, “ben gelirim ama başkası gelmez” diyorlar. Yani birbirimize güvenemediğimiz için yine biz zararlı çıkıyoruz.
Önce kendimize sonra birbirimize güvenmeyi öğrenemediğimiz sürece patronlar başımıza daha çok çorap örecekler.