
Benim çalıştığım fabrikada herkes Temmuz ayını sabırsızlıkla bekliyordu. Temmuz ayı zam ayıydı ve herkes iyi bir zam bekliyordu. Kiminle konuşsam “önümüzdeki ay iyi bir zam bekliyorum” diyordu. E tabii ya, Ocak ayında da zam yapmamışlardı. Altı ay boyunca eşek gibi çalışmıştık. Patronun kasasına oluk oluk para akıtmıştık. İyi bir zammı da hak etmiştik, diye düşünüyorlardı. Ama sadece konuşuluyordu, hiçbir şey yapılmıyordu.
Temmuz ayı gelip çattığında hiç bir işçi arkadaşım memnun kalmadı. Bizlerin büyük bir çoğunluğuna hiç zam yapılmamış, zam konusunda ufak tefek ses çıkartanlara da göstermelik zamlar yapılmıştı. 20-30 lira gibi komik rakamlar… Şimdi herkes niye böyle bir şey yapıldığını soruyor birbirine. Bizler bize yapılacak zammı patronun inisiyatifine bırakmıştık. Ben daha önce işçi arkadaşlarıma “bizim talep etmemiz gerekiyor, patrona bırakırsak hiç zam alamayız” demiştim. İlk başta inanmamışlardı. Ama zam alamayınca bana hak verdiler.
Patronların düşündüğü tek şey tatlı kârlarıdır. Onlar mümkünse işçileri, hiç bir zam ve sosyal hak vermeden çalıştırmak isterler. Bizler de eğer geçinecek bir ücret istiyorsak, işçi arkadaşlarımızla bir araya gelmeli ve zam için patrona basınç bindirmeliyiz. Patronlar bir basınç görmediklerinde bırakın ekstra hak vermeyi, elimizdeki hakları nasıl daha da kırpabileceklerine kafa yorarlar.