
25 Ağustos Pazar günü UİD-DER Gebze İşçi Sağlığı ve Güvenliği Komitesi olarak bir kez daha Gebzeli işçilerle bir araya geldik. Hemen her sektörden işçiler etkinliğimize ilgi gösterdi. UİD-DER’in İSİG uzmanlarına işçiler sorularını sordular, sorunlarını paylaştılar. Kendisi iş kazası geçirmiş ya da bir akrabası, arkadaşı için bir şeyler yapmak isteyen, mağduriyetini gidermek isteyen işçiler İSİG uzmanlarımızla başlarından geçen bu acı olayları paylaştılar, çözüm aradılar. Yürekleri dağlayan pek çok hikâyeye tanıklık ettik. Karşılaştığımız bu vakaların sayısı oldukça çoktu. Örneğin;
Daha 25 yaşına bile gelmemiş genç bir işçi, eşi ile birlikte geldi uzmanlarımızın yanına. 3 parmağı yok. Çalıştığı fabrikada prese kaptırmış parmaklarını. Dikilme ihtimali yok muydu diye sorduğumuzda “hepsi kıyma gibi olmuştu” dedi gözleri dolarak. Kazadan sonra işyerine dava açmış. Tam 3 yıldır bir sonuç alınamamış. “Neden bu kadar yavaş ilerliyor” diye soruyordu.
Genç bir kadın ise ağabeyi için uzmanlarımızdan yardım istedi. Ağabeyi çalıştığı fabrikada preslerin temizliğini yaparken kolunu prese kaptırmış. Fakat bu pres eğer işçi kolunu çekip kurtaramazsa koluyla beraber kafayı da içine doğru çekecek şekilde çalışıyormuş. O an ağabeyinin bir karar vermek zorunda olduğunu boğazı düğümlenerek anlattı: “Çocukları gelmiş o an aklına, çocuklarının sesi kulaklarında çınlamış. Eğer kolunu çekmezse ölecek. Çocukları babasız kalacak. Onların yanında olabilmek için kolunu feda etmiş ağabeyim. Kendisini geri çekmiş ve kolu içerde kalmış”.
Bunlar karşılaştığımız iş kazası örneklerinden sadece birkaç tanesi. Bir işçi kenti olan Gebze’de sokağa çıktığınızda eli, kolu, bacağı sargılar içinde birçok insan görmeniz mümkün. Gerekli iş güvenliği önlemleri alınmadığı sürece bu acılar yaşanmaya devam edecek. İş kazası geçirmiş işçilerin patronu dava etmesi, hakkının peşinde olması son derece önemlidir. Ama unutmayalım ki yasalar her şeyi çözemez. Tıpkı iş kazası geçiren gencecik işçi kardeşimizin sorduğu gibi: “Neden dava süreci bu kadar yavaş işliyor?” Çünkü bizleri yıldırarak var olan yasal haklarımızı kullanmaktan da vazgeçmemizi istiyorlar. İşte bu nedenle diyoruz ki yasalar her şeyin çözümü olamaz. Bu sorunların üstesinden gelinmesi, biz işçilerin tek tek fabrikalarda bir araya gelmesiyle, bu uygulamalara karşı çıkmasıyla, yani işçilerin örgütlenmesiyle mümkün olacaktır.