UİD-DER Kadın Komitesi, işçi-emekçi kadınların sorunlarının çözümü yolunda ortaya koyduğu anlamlı çalışmalarına devam ediyor.
Geçtiğimiz dönem UİD-DER Kadın Komitesi olarak, işçi-emekçi kadınların sorunlarının çözümü yolunda pek çok çalışma yürüttük. İşçi-emekçi kadınlara ulaşabilmek ve hem kendi sesimizi onlara duyurmak hem de onların sesini tüm işçilere ulaştırmak için çalıştık. Emekçi kadının sesini duyurabilmesinin en önemli araçlarından biriydi 1 Mayıs. 1 Mayıs’a hazırlanırken fabrikalardan, mahallelerden emekçi kadınlarla bir araya geldik. Sorunlarımızı ve çözüm yollarını paylaştık. İşte bu paylaşımdan çıkan taleplerimizi de alanda gururla ve kararlılıkla taşıdığımız dövizler haline getirdik. 1 Mayıs’ta UİD-DER korteji içinde her yaştan emekçi kadınla oluşturduğumuz UİD-DER Kadın Komitesi korteji, alanda yükselttiği taleplerle, önlükleri ve kırmızı güllerle bezenmiş dövizleriyle dikkat çekti, göz doldurdu.
Kadın Komitesi olarak bu kolektif çaba bizi daha çok birbirimize yaklaştırdı. Emekçi kadınların mücadelede en önde olması gerektiği konusundaki kararlılığımızı perçinledi. Artık daha sıkı çalışmalıydık. Bir araya gelmemize sebep olan o kadar çok sorun vardı ki! Fabrikalarda, atölyelerde çalışırken yaşadığımız sağlık sorunları, ev işlerini yaparken emeğimizin görülmemesi, ev-iş çemberinde sıkıştırılmış hayatlar yaşamamız, çocuk bakımının sırtımıza yüklenmesi ve daha pek çok sorun...
Sorunu çözmek için önce paylaşmak gerek dedik ve pikniklerde, kahvaltılarda bir araya geldik. “Sinemaya, tiyatroya gitmeyeli kaç yıl oldu?” diye sorduk ve evlerimizden getirdiğimiz yiyeceklerin de eşliğinde yıllardır unuttuğumuz sinema keyfini hep beraber derneğimizde yaşadık. “Eve iş alarak el emeği, göz nuru döktüğü işlerden aldığı birkaç lirayla eve katkıda bulunmaya çalışan, esnek çalıştırılan ya da vardiyalı çalışmanın sıkıntılarını fazlasıyla yaşayan emekçi kadınlarımızın sesini duyurmalıyız” dedik ve evlerine konuk olduk, sorunlarını, sıkıntılarını bültenimizde paylaştık. Bununla da yetinmedik, çalışan kadınların yaşadığı sorunları, meslek hastalıklarını bizzat kendilerinden dinlemek için stantlar kurduk, anketler yaptık. “Futbol erkek işidir” düşüncesine aldırmadan kadın işçilerle dostluk maçları yaptık.
İşçi sınıfının kadınıyla, erkeğiyle bir bütün olduğunun farkındaydık ve çalışmalarımızı bu bilinçle sürdürdük. Devam eden grev ve direnişleri elimizden geldiğince ziyaret etmeye özen gösterdik. Direnişçi işçilerin evlerine konuk olduk ve sorunlarımızı paylaştık. Dayanışmayı güçlendirdik.
Konuk olduğumuz her evde çaylarımızı yudumlarken, unutturulmaya çalışılan güven duygusunu tazeledik. Fabrikalarda işçiler robotlaştırılmaya çalışılırken, bizler ısrarla insan olduğumuzu hatırlattık birbirimize. Ve insan olmanın tek ölçütünün nefes alıp vermek olmadığını, daha fazla bir araya gelerek, dayanışma ile gösterdik. Sözün özü, biz bu yolu yürürken keyifle, inançla, gurur ve onurla yürüdük.
Yürüyüşümüz temposunu düşürmeden yeni dönemde de devam edecek. Biliyoruz ki daha yapacak çok işimiz var. Daha gideceğimiz pek çok fabrika, çalacağımız yüzlerce kapı, sesi olacağımız binlerce emekçi kadın var. Biz istiyoruz ki, böyle anlamlı bir yürüyüşün coşkusunu daha çok emekçi kadınla birlikte yaşayalım. Sorunlarımızın çözümünü tek başımıza değil hep birlikte arayalım. İşçi sınıfının bir parçası olduğumuzu unutmadan mücadelede en önde hep birlikte yürüyelim.