
Bir işçi arkadaşımız vasıtasıyla Dudullu’daki bir inşaatta çalışan işçilerin yaşadığı iş kazasından haberimiz oldu. Kazayı öğrenen arkadaşımız bizi hemen haberdar etti. Biz de İSİG komitesi olarak ertesi gün iş kazasının yaşandığı şantiyeye gittik. Amacımız şantiyedeki işçilerle görüşüp iş kazası geçiren işçilere dair bilgi almak ve onları ziyaret etmekti. Gittiğimizde şantiyedeki işçilerin paydos etmesini bekledik. Çıkan işçilerle konuşmaya çalıştık. İlk çıkan işçilere iş kazasını sorduğumuzda “kırık çıkık dahi yok, bir şey yok” deyip hemen yanımızdan uzaklaştılar. Daha sonra başka işçilere derneğimizin İSİG komitesinden de bahsederek iş kazasına dair bilgiler öğrenebildik. İşçilerden birinin belinin kırıldığı ve diğer iki işçide ise kırıklar olduğunu söylediler. İş kazasının da inşaatın temelinin yüksek kalan kısımlarında korkuluğun olmadığı ve aşağıya inmek için kullanılan merdivenin sabitlenmediği için işçiler merdivenden aşağıya inerken merdivenin kayması sonucu meydana geldiğini anlattılar. Kazadan sonra da hemen korkulukların ve merdivenin yapıldığını söylediler.
Biz de iş kazası geçiren işçilere bir şekilde ulaşmak ve yardımcı olmak istediğimizi söyledik. Bunun üzerine işçiler, müdürlerin ve şeflerin izni olmadan fazla bir şey söyleyemeyeceklerini ifade ettiler. Israrımız üzerine ise müdürler tarafından kimseye bir şey anlatmamaları konusunda baskı yapıldığını öğrendik. İşçiler eğer anlatırlarsa müdürleri tarafında işten atılmakla tehdit edilmişlerdi. Baskı ile korkutulmuşlardı.
İş kazası bu kez üç işçiyi yaralamıştı. Patron iş kazasını örtbas etmek için diğer işçileri tehdit etmişti. İşçiler örgütlü olmadığı için patronlar bu kadar pervasız oluyorlar. Biz işçiler iş kazalarına sessiz kaldığımız sürece iş kazaları bitmeyecek. Patronlar önlem almadığı sürece her işçi iş kazası ve meslek hastalığına yakalanma riski taşıyor. Patronlar önlem almadıkları için aldırmak biz işçilere düşüyor. Kendi canımızı kaybetmeden işyerlerimizde işçi güvenliği ve sağlığı önlemlerini aldırmak için haklarımızı öğrenmeliyiz ve mücadele etmeliyiz. Korkunun ecele bir faydası yok. Bizler korktukça, sessiz kaldıkça, hakkımızı aramadıkça patronlar haklarımızı almaya ve bizleri iş kazalarında öldürmeye devam edecekler.