Bu fotoğrafa iyi bakın. Ne görüyorsunuz? Uyuyan işçiler değil mi? Peki bu işçiler nerede uyuyor? Neden bu kadar kendilerinden geçmişler? İşçilerden biri canı pahasına yol ortasında yatmayı göze almış. Burası bir döküm fabrikası. 900 santigrat derece fırınlarda, Cumartesi Pazar dâhil, uzun saatler çalışan bu işçiler için uyuyacakları yerin önemi yok. Tek amaçları yorgun düşen bedenlerini yarım saat de olsa dinlendirmek. Ne kadar çok çalışıyoruz değil mi? Peki emeğimizin, yorgunluğumuzun karşılığını alabiliyor muyuz? Ben alamıyorum! Bu fotoğrafla UİD-DER’in düzenlemiş olduğu “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” kampanyasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. İş saatleri bu kadar uzun olmasa, hem sosyal hayatımıza, ailemize ve kendimize zaman ayırabileceğiz hem yaşadığımızı hissedebileceğiz.
Biz bu kadar çok çalışırken patronlar ne yapıyor? Az işçiyle, çok iş çıkarmanın planını yapıyorlar. Daha fazla kâr elde etmek için deyim yerindeyse ümüğümüzü sıkıyorlar. Böyle gelmiş böyle gider mi diyeceğiz? Ya da bu koşulları düzeltmek için mücadele edeceğiz! Mücadele etmek için de birlikte hareket etmeliyiz.
İşçi dediğin tek başına direnemez, örgütlü olursa eğer yenilemez!