
Uzun süredir işsizim ve iş ararken pek çok sıkıntıyla karşılaştım. Bir kısmını eminim ki çoğumuz duyuyoruz ya da doğrudan karşılaşıyoruz. Patronların kurnazlığına şaşmamak elde değil. Üniversite mezunu olarak işe başvursam olmuyor, lise mezunu desem olmuyor. Formlara ne yazacağımı şaşırdım. Ya yetkin bulmuyorlar ya da “siz burada durmazsınız, üniversite mezunusunuz” deyip erkenden kapıyı gösteriyorlar.
Aslında vasıflısınız ama patronlar için değilsiniz. İşe almadan önce geçirdikleri bir düzine testi düşündüğümde içimden hep şunu söylüyorum: “Yahu sanki fabrikayı bana teslim edecek, bu sorular ne için?” Bir süre sonra UİD-DER’li bir işçi olarak fark ediyorum tabi. Patronlar bizi değil her zamanki gibi kendilerini düşünüyor. Bu yüzden sayfalarca formlar koyuyorlar önümüze. Bizim adımıza önümüzdeki üç beş yılı planlıyorlar. Buna uymazsan “kapı orada” diyorlar açıkça. Kârlarını riske atmak istemiyorlar. İşçilerin gücünü, birleştiklerinde nasıl daha da güçlü olduklarını aslında onlar da çok iyi biliyorlar. İşte tam da bundan korkuyorlar. İçeride kenetlenen işçilere bir halka daha eklemek istemiyorlar. Bunun için akla hayale gelmez sorularla her türlü oyunu yapıyorlar. “Evli misin, ne zaman evlenmeyi düşünürsün, ailenle mi yaşıyorsun, Alevi misin, bu işten nasıl haberin oldu, bu işyerinde tanıdığın var mı?” gibi sorularla dolaylı da olsa bizi elemenin yollarını arıyorlar.
Fakat bizler örgütlenerek, bilinçli işçiler olmaya devam ettikçe ne yaparlarsa yapsınlar oyunlarının bozulacağını biliyoruz. Yılmadan, kararlılıkla daha da kenetlenmeye devam edeceğiz.