
Ben bir üniversite öğrencisiyim. UİD-DER ailesiyle yeni tanıştım ve keşke çok önceden tanışma fırsatımız olsaydı diye düşündüm. İnsanlık ölmüş bitmiş denilen bu dünyada bu kadar samimi, sıcak insanın bir arada oluşu beni çok şaşırttı. Derneğe ilk gideceğim gün içimde bir endişe vardı. Oradaki insanların bir aile oldukları söylendi hep bana. Ben de o ailenin dışında kalacağımı düşünmüştüm ama tanıştığım insanlar sanki beni yıllardır tanıyormuş gibi davrandılar. Benim dilimi konuşuyorlardı. “İşçilerin sorunlarına kim sahip çıkacak?’’ adlı etkinliğe katıldığımda duygulandım. Aklıma daha iyi para kazanmak için, bize daha iyi yaşam sağlamak için Irak’ta çalışan babam geldi. Babam günde 12 saat çalışan bir işçi. Yaptığı iş gereği sürekli eğilip kalktığından diz kapaklarında menisküs oluştu. Buna meslek hastalığı tanısı konmadı. Çalışamayacak durumda olduğu için Türkiye’ye izne geldi ama patron maaşından kesti.
UİD-DER sadece “İşçilerin sorunlarına kim sahip çıkacak?” diye sormuyor, o sorunun cevabını da veriyor. İşçilerin sorunlarına işçilerden başka sahip çıkacak kimse yoktur diyor. Gelin hep birlikte UİD-DER’le sorunlarımıza sahip çıkalım ve çözüm arayalım.