Gün geçmiyor ki bir kazanılmış hakkımıza daha göz dikilmesin. Bir taraftan refahtan ve bolluktan bahseden burjuvazi, bir taraftan da gözü kararmış bir biçimde ve utanmazca işçilerin hayata tutunmalarına engel olmaya çalışıyor. Patronlar sınıfı ve onun devleti her geçen gün gösteriyor ki bu büyüme bizlerin alınteri ve hak gasplarımızla oluyor. Özellikle son süreçte AKP hükümeti çıkarmış olduğu ve çıkarmaya çalıştığı yasalarla adeta biz emekçilere şunu söylemektedir; az kazan, çok çalış ve sözünü seçimden seçime sakla.
En son izlemiş olduğum bir TV programında bakan Çelik yine yumurtladı. Bakana göre kimi kadınlar emekli ve yaşlı erkeklerle sırf parası için evlenmekte ve erkek ölünce kadın yıllarca erkeğin parasını yemekte, haliyle bu da devlete yük olmaktaymış. Ama nedense bakan efendi kendilerinin ve hatta sadece bir defa vekil seçilenlerin süper emekli olduğunu ve ömürleri boyunca kendileri ve ailelerinin devletin tüm olanaklarından faydalandıklarını dile getirmiyor. Getirmez çünkü işine gelmez. Konunun diğer tarafını ise bakanın açıkladığı şekliyle bu toplumda bir yüzdeye vursak bile, bu tarz ve niyetli evlilikler kayda değmez istisna durumundadırlar. Bakanın sözleri sadece saldırıyı süsleyen makyajdır.
Anlaşılan o ki emekli-dul maaşlarına göz dikilmiş durumda. Kocaları öldükten sonra dul kalan işçi-emekçi kadınlar hayata tutunabilmek için kocalarının emekli maaşlarına ihtiyaç duyarlar. AKP hükümeti önce emeklilikte 65 yaş zorunluluğunu getirdi, şimdi de ölen işçinin maaşını gasp etme derdine düşmüş durumda.
Bakanın bu düşüncelerinin arkasında yatan niyet gün gibi ortadadır ve desteklenecek hiçbir tarafı yoktur. Söz konusu olan “devlete yük olmak”sa, esas ellerini hiçbir işe sürmeden, biz işçilerin sırtından kazandıkları kârlardan beslenen kapitalist sınıfı hedef tahtasına oturtmak gerekir.
Dul maaşlarının gaspına hayır!