Başka şehirlerden gelen işçiler, kampanyanın kendi şehirlerine de ulaşması için bizlere çağrıda bulundular. Bir sağlık işçisi, broşürlerimizden daha fazla alarak işyerindeki işçi arkadaşlarına götürmek istediğini söyledi. İş kazası geçiren ya da çevresinde iş kazası geçiren tanıdıklarının olduğunu söyleyen pek çok işçiyle konuştuk. Bir doğalgaz işçisi, “Çok önemli bir şey yapıyorsunuz. Sizden başka böyle bir şey yapan birilerini görmedim. Ben de iş kazası geçirdim. Elimin bir parmağı koptu. Bunu hiç unutabilir miyim?” dedi. Daha önceki çalışmalarımızdan bizi tanıyan işçiler ise: “Aaa! Bizimkiler buradaymış” diyerek imzalarını attılar. İmza attıktan sonra ilerleyen işçilerin, hemen başka bir işçiye kampanyadan bahsettiklerini duyduk ara sıra. Kadınların desteği ise çok dikkat çekiciydi. Arkadaşlarıyla birlikte gelip, imza atmak istediklerini söyleyen kadın işçilerden biri, hemen işbölümü yapıp arkadaşına, “sen isimlerimizi yaz, ben de çocuğu tutayım, hepimiz imza atalım ” dedi.
Pendik’te yüzlerce işçinin imza verdiği kampanyamız sona yaklaşırken, işçilerin desteği büyümeye devam ediyor. Patronlar, işçilerin güvenliği üzerinden maliyet hesapları yaparken, her gün en az 4 işçinin ailesi acı haberle yıkılıyor. Her ay onlarca işçiyi aramızdan alan iş cinayetleri kader değildir. Biz işçilerin kaderinin işyerlerimizde ölmek ya da sakatlanmak olmadığını unutmayalım. İş cinayetlerine dur demek için birlikte mücadeleyi güçlendirelim.