
Merhaba. Ben Hacettepe Hastanesi’nde işten atılan bir direnişçinin kızıyım. Öncelikle söylemeliyim ki bu mektubu direniş alanından yazıyorum. Sizlerle gördüklerimi ve hissettiklerimi paylaşacağım.
Üniversite 1. sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda annemin işten atılması nedeniyle işe girdim. Maddi, manevi yönden annemin yanında olmam gerektiğini bu direniş sayesinde daha fazla anladım. Asgari ücretin düşüklüğü ebeveynlerin hayatını zorlaştırdığı kadar biz çocukların da hayatını zorlaştırıyor. Hele ki okuyorsan daha ayrı zorlaşıyor bu durum. Üniversite öğrencisiysen günlük en az 10 lira gidiyor ve bu ayda ortalama 200 lira ediyor. Bu sadece yemek parası! Sosyal bir yaşantı olmuyor pek. Sinema, tiyatro, arkadaşlarla kafelere gitmek gibi bir lüksümüz olmuyor. Ebeveynler ise ellerinden gelenin fazlasını yapıyorlar “çocuğum mutlu olsun, yaşasın” diye… Aslında kendileri yaşamıyorlar, evden işe işten eve gidip geliyorlar. Yorgunluktan eve geldiklerinde direkt olarak uyuyorlar yüzlerini bile görmüyoruz çoğu zaman. Aslında hiç birimiz mutlu değiliz ve mutlu olmak için direniyoruz.
Şuan ısınmak için ateş yakıldı. Direnişçiler ve desteğe gelenler ateşin başında toplanıyorlar. Sohbetler ediyorlar, dertleşiyorlar, şikâyetlerini dile getiriyorlar. Bir yandan çaylar demleniyor. Hala çalışan işçi kardeşler desteğe geliyorlar. “Aklımız sizde kalıyor” diyorlar. “İstediğiniz bir şey var mı?” diye soruyorlar. Onlar da üzülüyor. Yanımızda olmak istiyorlar. Sloganlar atıyoruz. “Direne direne kazanacağız” diyoruz. “Ya hep beraber ya hiç birimiz” diyoruz.
Az önce milli piyangocu geldi yanımıza. Onun da işini yapması gerekiyordu ama direnişi görünce işi bıraktı. İşi bıraktı derken bize “Kazı-Kazan” bileti vermedi işsiz olduğumuz için. O da hemen bize destek verdi. Burada herkesin derdi eşit, herkesin yaşadığı zorluklar aynı. Düşük ücretlerden, vardiyalı çalışmaktan, ikinci sınıf insan muamelelerinden sıkılmış insanlar toplandı. Burada sadece Hacettepe işçisi yok, burada ben varım, sen varsın, biz varız. Burada haklı bir mücadele var.
“Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz !”