
85 gündür direnişe devam eden Feniş işçilerini ziyaret etmeyen ve destek vermeyen Hak-İş üst yönetimi, 28 Kasımda işçileri ziyaret ederek yükselen tepkileri yatıştırmaya çalıştı. Ziyarete Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Genel Sekreter Osman Yıldız, Çelik-İş Genel Başkanı Ali Cengiz Gül, Çelik-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Muharrem Şahin, Oleyis Genel Başkanı Vedat Böke, Hizmet-İş Genel Mali Sekreteri Fahrettin Kütükçü ile bağlı sendikaların işyeri temsilcileri katıldılar. AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da sendika yöneticileri ile birlikte ziyarete katıldı.
Fabrika yemekhanesinde yapılan toplantıda ilk konuşmayı Çelik-İş Şube Başkanı Şerafettin Koç yaptı. Koç, direniş sürecini anlattıktan sonra sözü konfederasyon başkanı Mahmut Arslan’a bıraktı. “85. gününe giren Feniş direnişinin yiğit işçileri sizi saygıyla selamlıyorum” sözleriyle başlayan Arslan, o güne kadar direniş alanını ziyaret etmemiş olmalarını çeşitli bahaneler sunarak mazur göstermeye ve işçilerin tepkisini yatıştırmaya çalıştı. Arslan, “üçlü danışma toplantısında Feniş’i ayrı bir gündem haline getirdik. İşverenler, bürokratlar ve sendikalar işçilerin ilk alacaklı olması konusunda oybirliğiyle karar aldılar” dedi. Arslan, her işçiye 750 lira verilmek üzere bir kampanya gerçekleştirdiklerini belirtti. Hak-İş Başkanı Arslan, “eğer fon olsaydı böyle olmazdı” diyerek açıkça kıdem tazminatı fonunu da savundu. İşçilerden yana olduğunu iddia eden Hak-İş yönetiminin, AKP’nin ve patronların bir fona devrederek ortadan kaldırmak istediği kıdem tazminatı fonunu desteklemesi, gerçekte onun kimden yana olduğunu gözler önüne seriyor.
Arslan’ın konuşmasından sonra, işçilere soru sormaları için verilen sürenin kısa tutulacağı belirtildi. Bunun nedeninin Hizmet-İş ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan TİS imza töreni olduğu ifade edilerek de işçilerin tepkisi yatıştırılmaya çalışıldı.
Söz alan işçiler çeşitli sorunlarını dile getirdiler. Bir işçi, kredi borçlarından dolayı çıkmaza girdiklerini, birikmiş maaşları için ücret garanti fonunun devreye sokulmasını, çocuklarının evde aç olduklarını, 600’den fazla işçiyi dolandıran Aloğlu’nun elini kolunu sallaya sallaya gezdiğini, bu sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini belirtti.Başka bir işçi, “Ben bugüne kadar aldığım her ücretin %65’ini vergi olarak ödemiş bir vatandaşım. Devlet istese Aloğlu’nun gırtlağına basar alır paramı. Ama çözmek istemedi. Buraya gelen işyeri temsilcisi arkadaşlarımız keşke bugüne kadar gelseydi de omuz omuza mücadele verseydik. Buraya gelmeniz için illa Mahmut başkanın buraya gelmesi mi gerekiyordu? Buradaki insanların gözüne tek tek bakın. Bu insanların kaybedeceği hiçbir şey yok” dedi.
Bir işçinin “Hak-İş destek amaçlı burada ve aynı anda başbakanlığın önünde bir miting gerçekleştirmeli ve örgütlü olduğu her yerde de üretimden gelen gücünü kullanarak eylemimize destek vererek götüreceğine inanıyorum. Bu konuda bir adım atabilirsek bu sorunun üstesinden geleceğimize inanıyorum” demesi üzerine Arslan, Hak-İş’in tarihinin en uzun grevlerle ve eylemlerle dolu olduğunu iddia etti. “Amacımız sorunu çözmek ise sırayla gitmek lazım. Şimdi bir taraftan Çalışma Bakanı ile görüş, bir yandan eylem yap. Eğer bu sorunun çözümüne yönelik bir yol çıkmazsa belli bir program dahilinde eylem yapılır. Bizimle beraber birlikte çalışacaksak şu an müzakereler sürerken böyle bir eylemliliği doğru bulmuyorum” diyen Arslan, işçilerin mücadele azmini frenlemeye çalıştı.
Toplantı bunun üzerine son buldu.
Feniş işçileri davalarının peşinde ve haklılıklarından aldıkları güçle direnmeye devam ediyorlar.