
İşsizlik, birikmiş faturalar, banka ekstreleri, gerçekleşmesi bekleyen hayallerin yıkılması, ceplerin boşluğu, karnın açlıktan guruldaması, komşulara, arkadaşlara el açmak, boyun bükmek ve en kötüsü çaresizlik. “Şu dünyada bir benim payıma mı düştü iş bulamamak, çalışıp da elde avuçta beş kuruşun olmaması” diye düşünmek… Peki, ne yapmalı? Çalıp çırpıp hırsız mı olmalı? Ya da intihar edip, nefes almanın haram olduğu bu dünyadan göçüp gitmek mi? “Varsa bir çaresi bitsin artık şu işkence, bıktım artık aç kalmaktan, boyun bükmekten” diyen, ama çareyi bizi aç bırakanlara karşı mücadele etmekte aramayan işçi arkadaşların öykülerinden bahsedeceğim sizlere.
2 Aralık 2013 Karabük: 17 yaşında genç bir işsiz. 7 katlı belediye işhanının çatısına çıkmış aşağıya doğru sarkıyor ve “intihar edeceğim” diye feryat ediyor. Tek isteği bir iş sahibi olabilmek, çünkü evde onun gibi aç olan 5 kardeşi var. Babası da onun gibi işsiz bir işçi. Genç işçi bir iş bulunacağına ve kendisine yardım edileceğine dair sözlerin ardından ikna edilip aşağı indiriliyor.
2 Aralık 2013 Bursa: 33 yaşında olan Korhan İzci genç işsiz bir işçiydi. Nişanlısı kahvaltıya beklerken, otomobilinde cansız bedenini buldu. Korhan, işsizlik nedeniyle kendini ev kimyasalı ile zehirlemişti. Arabada bulunan ve nişanlısına hitaben yazdığı notta, işsizlik nedeniyle evlenemediklerini söyleyerek hakkını helal etmesini istiyordu.
20 Kasım 2013 Manisa: Manisa’nın Soma ilçesindeki Ege Linyitleri işletmelerine, ev ve arazileri kömür havzası için istimlâk edilenler arasından alınacak, ilkokul mezunu 55 işçiyi belirlemek için noter huzurunda yapılan kura çekiminde olay çıktı. Çünkü 55 kişilik iş için 5 bin işçi başvuruda bulunmuştu!
İşsizlik Türkiye’de ve dünyada bir çığ gibi büyüyor. İşsizlik büyürken, patronlar yedek işçilerin çokluğunu göstererek işçileri, emekçileri, işsizlikle terbiye etmeye çalışıyorlar. Çalışma temposunu arttırıp iş saatlerini yükseltiyor, ücretlerde kesintiler yapıyorlar. Birkaç işçinin yapacağı işi tek bir işçiye yaptırıp maliyeti düşürüyorlar. Bizlerin payına düşense hep meslek hastalıkları, iş kazaları ve işsizlik oluyor. İşsiz olan bir işçi için iş bulmak misliyle zorlaşıyor. Uzun süre maddi sıkıntılar çeken işsiz işçiler çaresizlikten ne yapacaklarını bilemeyip, psikolojik bunalımlar, travmalar yaşıyorlar.
Bu travmalardan kurtulmanın yolu, bizlere bu kaderi reva gören patronların yarattığı sömürü düzeni kapitalizmi yıkıp, yaşanılabilir ve güzel bir dünya için örgütlü bir şekilde mücadele etmekten geçiyor. Eğer bugün dünyadaki üretimi işçiler olarak planlayabilseydik, yani üretenler kendilerini yönetebilseydiler, teknolojinin sınırlarının zorlandığı, insanlığın uzaya gidebildiği, ürünlerin bol bol üretildiği 2013’ün dünyasında hiçbir insan açlıktan ölmez, işsizlikten yakınmaz, yoksulluk ortadan kalkardı. O zaman bir avuç asalağın iktidarının hüküm sürdüğü bu sömürü düzenini değiştirmek için çevremizdeki herkesi örgütlü mücadele saflarına, sınıf mücadelesine çağıralım ve çaresiz olmadıklarını gösterelim.