
Kıdem tazminatına gözünü diken ve yıllardır el koymak için çeşitli yasal kılıflar bulmaya uğraşan AKP hükümeti, yeniden geri adım attı. Bu sefer de seçim öncesi böyle büyük bir saldırıyı göze alamayan hükümet, işçi ile işveren tarafının uzlaşamamasını bahane etti. Hükümet, sanki işçi ve işveren arasında bir taraf değilmiş gibi, hakem pozları kesiyor. Oysa tüm hükümetler gibi AKP hükümeti de patronlar sınıfının temsilcisidir.
Kamuoyuna “rafa kaldırıldı” şeklinde yansıyan kıdem tazminatı konusunun, aslında evirilip çevrilip tekrar gündeme getirileceği bellidir. Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in hâlâ fon için hazırlanan yasa taslağını aklama çabaları bundandır. Kıdem tazminatının fona dönüşeceği meğer ta 2000’li yıllardan belliymiş.
Konuşmalarında Başbakan’a sık sık yaranmayı ihmal etmeyen Çelik, kıdem konusunda da Başbakanın sözünü dinlediğini, taraflar uzlaşmadan konuyu Meclis’e getirmeyeceğini taahhüt ediyor. Bu dönem için bu yasayı rafa kaldırdıklarını belirten Çelik, tarafları birbirine yakınlaştırma çalışmasına devam edeceğini açıklıyor. Yani kıdem tazminatı konusunda itiraz eden sendikaları uzlaşmacı ve boyun eğen bir çizgiye çekmek niyetinde olduklarını ima etmiş oluyor.
Kıdem tazminatı primleri 30 gün değil de 15 ya da 20 gün üzerinden hesaplanacağından ve hak kayıplarından, işçinin, hak kazandığı tazminata 10 yıl dokunamayacağından, işçinin ihmalinden yararlanacak olan devletin tazminatı dilediği gibi işletebileceğinden söz etmeyen Bakan Çelik; işçinin bireysel hesabı olmasının “güzelliklerini” sıralıyor.
Kıdem tazminatı fonu kamuoyunda olumsuz olarak duyurulduğu için tarafların cesur adımlar atamadığından yakınan Çelik, fona devir işinin başka bahara kaldığını açıklıyor. Evet, şimdilik kıdem konusunda hükümetin ve açgözlü patronların hevesleri kursaklarında kaldı. Fakat patronlar ve hükümet kıdem soygunu planından vazgeçmiş değildir. Uygun siyasi ortam bulduklarında ve işçiler örgütsüz kaldıkları müddetçe kıdem tazminatı ve daha nice haklarımız patronların cebine inecek!