Batman Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde, 1 Ocakta, gerekçe gösterilmeksizin işten çıkarılan ve yerlerine yeni işçiler alınan 3 taşeron temizlik işçisi, idareyle yapılan görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine bir basın açıklaması yaptı. Yapılan basın açıklamasına hastanede çalışan sağlık emekçileri, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) ve Batman Tabip Odası da destek verdi.
“Atılan işçiler Geri Alınsın”, “İkinci Evimize Dönmek İstiyoruz”, “Biz Dilenmiyoruz Hakkımızı İstiyoruz”, “Köleliğe Son!” yazan dövizlerin taşındığı eylemde, SES adına işyeri temsilcisi bir konuşma yaptı. Taşeron sisteminin tüm dünyada ve Türkiye’de giderek yaygınlaştığını, SES’in taşeronluğa, bu işyerindeki usulsüz işten çıkarmalarla birlikte, iş güvencesinin patronun iki dudağı arasında olduğu tüm sisteme karşı mücadele ettiğini belirtti.
Atılan işçiler adına basın metnini okuyan işçi arkadaşımız ise söze “Haksız, gerekçesiz ve keyfi olarak işten atıldıklarını” söyleyerek başladı ve şöyle devam etti: “Bizi işten atma sebeplerini tek bir cümle ile bile açıklama gereği duymuyorlar. Hakkımızda resmi olarak hiçbir suçlama ve hiçbir neden olmaksızın sadece onların keyfi ve adaletsiz çalışma şartlarına itiraz ettiğimizden ve bu tür haksızlıklara boyun eğmediğimizden dolayı bu mağduriyeti yaşıyoruz.
Bizim durumumuzda bu hastanede onlarca insan var. Çalışma şartları insan hakları standartlarına aykırı olarak sömürülen işçiler olarak günde 8 saat ve haftanın 6 günü çalışmaktayız. Açlık sınırının altında bir ücret aldığımız yetmezmiş gibi, her gün işten çıkarılma korkusu yaşıyoruz. Asıl işveren olan hastane yetkilileri ve genel sekreterlik yıllarca emek vermiş olan personelin işten atılmasına sadece seyirci kalıyor. Bize yapılan karalama kampanyalarında asıl amaç, bizi suçlu gösterip kendi otorite ve düzenlerine aykırı olanları bertaraf etmek. Kimseye boyun eğmeden evine ekmek götürmekten ve onurlu, insanca yaşamaktan başka gayesi olmayan bizlere söz hakkı bile tanımıyorlar. Sesini duyurmak isteyenlerin önüne işten atmayı bir şantaj olarak koyan bu taşeron sistemini lanetliyoruz. Sesimizi duyan yetkililere, bize 800 liralık asgari ücreti çok gören Çalışma Bakanı Faruk Çelik’e ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e sesleniyoruz: Bizim yerimizde siz, kardeşiniz, babanız veya oğlunuz olsaydı yine bu şekilde susar mıydınız? Şimdi elinizi bir an bile olsa vicdanınıza koyun. Akşam eve gittiğinizde sizden bir aş bekleyen ailelerinize bu karda kışta eli boş gitmek size ne hissettirirdi?”“Bu adaletsiz ve keyfi uygulamanın durdurulmasını ve işimize, yani ikinci evimiz olan hastanemize iademizin yapılmasını istiyoruz” mesajıyla tamamlanan basın açıklaması, “Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek”, “Direne Direne Kazanacağız!” sloganlarıyla sona erdi. İşten atılan üç işçi kardeşimiz, verdikleri mücadelenin ardından, birkaç gün sonra işlerine geri dönmeyi başardılar. Bir kez daha mücadele eden ve örgütlü davranan işçiler kazandılar.