
Merhaba kadın ve erkek işçi kardeşlerim,
Ben ev temizliğine giden bir kadın işçiyim. Yaklaşık 18 yıldır İstanbul’da yaşıyorum. Dokuz yıldır temizlik işçiliği yapıyorum. Sizlerle, çalışma saatlerinin uzunluğunun biz kadınların sosyal yaşantısında nasıl etkiler yarattığını bir örnekle paylaşmak istiyorum.
Çalışmaya başlamadan önce mahalleden kadın arkadaşlar bir araya toplanır, sohbet eder, sevinçlerimizi, sıkıntılarımızı paylaşırdık. Ama çalışmaya başladığımdan beri çalışma koşullarından dolayı bir araya gelemiyoruz. Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz. Akşam eve geldiğimizde yorgun argın yemeğe girişiyoruz. Yemek, çocukların sorunları derken uyku zamanı geliyor. Haftasonu da Cumartesi zaten çalışıyoruz. Geriye bir Pazarımız kalıyor. O gün de evde kocalarımız oluyor. Temizlik, çamaşır yıkama, çocukların okul kıyafetlerini hazırlamak derken Pazar günü de geçip gidiyor. İşte bu yoğunluk içinde arkadaşlarımızla görüşemiyor, sorunlarımızı, sevinçlerimizi paylaşamıyoruz. Bu durum da aramızdaki bağları zayıflatıyor. Çalışma saatlerinin uzunluğu bizi birbirimizden ayırıyor.
Kadın arkadaşlarım verdiğim bu örnekten çalışmanın kötü birşey olduğunu düşünmesinler. Aksine biz kadınların çalışması, ayaklarının üzerinde durması çok güzel ve önemli. Ama çalışmak sosyal hayatımızı öldürmemeli.