
Açılış konuşmasını SES Ankara Şube Başkanı İbrahim Kara yaptı. Kara, sağlık çalışanlarının zorlu çalışma koşullarından bahsederek, mücadeleyi seçen sağlık çalışanlarına yapılan baskılara değindi. Eksik kadro ile uzun saatler, esnek, kuralsız çalışma biçimine değinen Kara, sağlıkta bürokratik işlemlerin artmasıyla birlikte sağlık çalışanlarının hastalarla karşı karşıya getirildiğine işaret etti. Kara, sağlığın paralı olmasının yanında verilen hizmetin kalitesinin düşmesi ve koruyucu sağlık hizmetlerinin kaldırılması ile sıtma, verem gibi tarihe gömüldüğü düşünülen hastalıkların yeniden görülmeye başladığını ifade etti.
Kara’nın ardından Ankara Tabip Odası Genel (ATO) Sekreteri Selçuk Atalay bir konuşma yaptı. Hükümetin yasaları işine geldiği gibi kullandığını vurgulayan Atalay, Etlik İhtisas Hastanesi’nin 1,5 yıldır kapalı olduğuna, yerine Ulus’taki bir binaya 370 bin lira kira ödendiğine değindi. Hükümetin sağlıkta dönüşümün iyiye gittiği yönünde söylemleri olduğundan bahseden Atalay, Sağlık Bakanlığı’nın ATO’yu Gezi olaylarında revir kurduğu için mahkemeye verdiğini söyledi. Revir kuranlara dava açıldığını ama 1,5 yıldır hastane kapatanlara herhangi bir işlem yapılmadığını dile getirdi.
KESK’e yönelik operasyonlarda tutuklanan ve 4 yıl 8 ay sonunda özgürlüğüne kavuşan Seher Tümer bir konuşma yaparak salondakileri selamladı. Geçirdiği zor günlerde mücadele arkadaşlarının desteği için teşekkür etti. Numune Hastanesi’nde çalışan taşeron işçiler söz alarak çalışma koşullarını anlattılar ve SES’te mücadele ettiklerini söylediler. Taşeron-kadrolu ayrımı olmadan herkesin birlikte mücadele etmesi gerektiğini söyleyen taşeron işçiler, SES’li çalışanlara kendilerine daha çok sahip çıkmaları yönünde çağrı yaptılar.
Misafir katılımcıların konuşmalarından sonra geçmiş dönem boyunca yürütülen faaliyetlerin görüntülerinden oluşan bir sinevizyon gösterimi izlendi. Sinevizyonun ardından yönetim ve denetleme kurulunun raporları okundu. Raporlardan sonra delege ve temsilcilere söz verildi. Çankaya Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nde çalışan Mahmut Konuk, yapılan görevlendirmelerin görev süresi uzatılarak kalıcı hale getirildiğini ve bunun bir baskı aracı olarak kullanıldığını dile getirdi. Bunun için daha genel ve yaygın bir mücadele yolu çizilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan Gülseren Özdemir ise sendikal hareketin içinde bulunduğu krizden bahsetti. İşçi sınıfının bağımsız sınıf çıkarları temelinde, tüm sınıf kesimlerini kapsayan bir bakış açısıyla etkili eylemler örgütlemek yerine, sendikaların CHP eksenine yaslanan ve esas olarak AKP karşıtlığına indirgenmiş bir muhalefet yürüttüklerinden bahseden Özdemir, bu krizin ancak sabırla, sebatla yapılacak çalışmalar sonunda aşılabileceğine değindi. Taşeron kadrolu ayırımı yapmadan verilecek mücadele sonucunda kazanılabileceğine vurgu yaptı.
Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan Gülten Yıldırım taşeron işçilerin örgütlenmesinin ihmal edilmemesi gerektiğine değindi. Aksi halde herkesin taşeron çalışma biçimine maruz kalacağına vurgu yaptı.
Delegelerin ve temsilcilerin konuşmalarının ardından seçim yapıldı. Çeşitli hastanelerden delegelerin oluşturduğu ittifak listesi oyların çoğunluğunu aldı. Bu listede yer alan delegelerin ilerleyen günlerde şube yönetiminde görev dağılımı yapması kararı ile genel kurul son buldu.