Son zamanlarda medyada fasulye ve patatese zam haberlerine sıkça rastlamıştık. Patates 3,5-4 liraya, kuru fasulye ise 10-12 liraya kadar ulaşmıştı.

Biz işçilerin çok tükettiği bu iki temel gıdadaki fiyat artışı, sofralarımıza gelmelerini engellemeye başladı. Zaten et ve et ürünlerinin yanına yaklaşamıyoruz. Patates ve kuru fasulye de alamazsak ne yiyeceğiz? Üstelik bu besinlerde bulunan vitaminleri bizler ve çocuklarımız alamamış oluyor. Haliyle halsizlik yaşıyoruz ve hastalıklara yakalanma riski taşıyoruz. Zengin sofralarında, adlarını ancak televizyon dizilerinde ve programlarında duyduğumuz çeşit çeşit yiyecekler varken bizler patates ve kuru fasulye almakta zorlanır olduk. Çocuklarımızın zihinsel ve bedensel gelişimleri gerekli besin maddeleri alınmadığı için etkileniyor. Bu nasıl bir sistemdir ki, bazı dönemler ürün fazlalığı nedeniyle tarlalarda çürümeye bırakılan patates, bazı dönemler bulunamıyor ve fiyatı aşırı ölçüde artıyor.

Toprak ananın bize sunduğu ürünleri bile almakta zorlanırken görüyoruz ki, bizim örgütlenip mücadele etmekten başka çaremiz yok. İşçi sınıfının kendisinin yönettiği sistemi kurduğumuzda, doğanın bereketi ile çıkan sebzeler ve meyveler bir alışveriş ve para kazanma metası olmaktan kurtularak sofralarımızdaki yerlerini alacaklar.