
Türkiye Maden-İş ve Tes-İş sendikalarına üye işçiler, Yeniköy, Kemerköy (Milas) ve Yatağan termik santrali ve madenlerinin özelleştirilmesine karşı aylardır mücadele veriyorlar. Yatağan için 10 Nisan ve Kemerköy için de 30 Nisan, şirketlerin ihale katılım bildiriminde son gün olarak belirlendi. Yatağan işçileri özelleştirmeyi durdurmak için 9 Nisan günü Muğla’dan Ankara’ya gelmek için yola çıktılar. Tutulan otobüslerin çıkışına polis izin vermeyince işçiler, ayrı ayrı yolcu otobüslerine binerek Ankara’ya geldiler. Ankara’da Toros Sokak’ta bir araya gelen 320 işçi, Özelleştirme Dairesi Başkanlığı’na yürüdü. Yürüyüş sırasında “Gemileri Yaktık Geri Dönüş Yok”, “Asla Teslim Olmayacağız” sloganları atıldı.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın çevresinde sabah saatlerinden itibaren Çevik Kuvvet polisleri birikti. Barikat kuran polis, işçilerin binaya yaklaşmalarına izin vermedi. ÖİB önünde basın açıklaması yapmak isteyen işçiler, basın açıklamasını polis barikatı önünde yaptılar. Tes-İş ve Türkiye Maden-İş adına Tes-İş Genel Başkan Yardımcısı Hasan Tahsin Zengin basın açıklamasını okudu. Zengin, işçileri verdikleri zorlu mücadelelerini, kararlılıklarını selamladı. Zengin konuşmasına şu sözlerle devam etti: “İşverenlere sesleniyorum: Yatağan, Yeniköy, Kemerköy, Zonguldak Çatalağzı termik santralleri ve madenleri için teklif vermeyin. İhalelere girmeyin. Bu işçi sizi oralara sokmaz.” Zengin’in konuşması işçiler tarafından “Türk-İş Göreve, Genel Greve” sloganıyla bölündü. Zengin, Türk-İş’in yanlarında olduğunu söylese de işçiler konuşmanın devamında kürsüden atılan sloganı atmayıp aynı sloganı tekrar ettiler. Basın açıklamasından sonra Özelleştirme İdaresi Başkanlığı karşısındaki Kurtuluş Parkı’na geçilip beklenmesi çağrısı yapıldı. İşçiler Kurtuluş Parkı’na geçse de bazı işçiler bu tutuma tepki gösterdiler. Kurtuluş Parkı’nda genç bir işçi İşçi Dayanışması’na yaşadıklarını anlattı. Fatih adındaki genç işçi, Yatağan’daki santrale KPSS yoluyla girdiğini bunun için de İstanbul’a giderek önce bir işte çalıştığını, sonra da kursa gittiğini söyledi. “Patronlar ensemizde” sözüyle İstanbul’da çalışırken çektiği sıkıntıları anlattı. Bir otelde tekniker olarak çalışan Fatih, “atık sularda 1/3 oranında fayda sağladım. Otelin 80-90 milyar kârı oldu. Şefler, patronlar tebrik etti. Şef yapacağız dediler. Ama gördüm ki çok iş veriyorlar, para değil” sözleriyle tepkisini dile geirdi. Tüm bunlardan sonra KPSS’ye aylarca çalışıp bu işe girdiğini daha sonra kredi çekerek düğün yapıp evlendiğini aktardı. Özelleştirme sonrası hem emeklerinin boşa gideceğini hem de çektiği kredinin geri ödemesi başta olmak üzere yaşayacağı muhtemel sıkıntıları aktardı.İşçi Dayanışması’na konuşan bir başka işçi ise, eşinin dershanede çalıştığını ve dershanelerin kapanacağını söyledi. Kendi işinin de özelleştirildiğinde yaşayacakları sıkıntıları aktardı. Konuşan birçok işçi 1 gün ham madde için, 1gün maaşları için, geri kalan 28 gün ise kâr için çalıştıklarını belirtti. Devletin buradan büyük bir kârı olduğunu, fakat buraların özelleştirme yoluyla özel sermayeye aktarılmak istendiğini ifade ettiler.
Saatlerce Kurtuluş Parkı’nda bekleyen işçiler, saat 17.00 civarında sendika yöneticilerinin kararıyla Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın önüne geldiler. Sendikacılar binaya girip görüşme yapacaklarını, bu sırada işçilerin de kapıda bekleyeceğini belirtiler. Ancak polis biber gazıyla işçilere müdahalede bulundu. Kısa süren gerginlikten sonra sendikacılar Özelleştirme İdaresi’ne girdiler. Sendikacıların geri çıkmasının ardından tekrar Kurtuluş Parkı’na geçildi. Yapılan konuşmada Özelleştirme İdaresi’nin yeterli bilgiyi vermediği söylendi. İşçiler 15 gün sonra yapılacak ihaleye kadar dönüşümlü bir şekilde sabah 08.00’den akşam 17.00’a kadar her gün bekleyeceklerini söyleyerek eylemi sonlandırdılar.