
Antalya’da tomruk fabrikasında çalışan bir işçi, eşi de o gün işe gidince çalıştığı fabrikaya giderken beraberinde çocuklarını götürdü. İşçiler çalışırken, çocuklar da oyun oynuyordu. Fakat aniden tomruk yığını kaydı ve 6 yaşındaki Ali Can tomruğun altında kalarak yaşamını kaybetti.
İşyerinde kreş olmaması ve aynı zamanda gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmaması, bir çocuğun canını alırken ailenin de ocağına ateş düşürdü. Hiç kuşku yok ki, bu ateşin sorumlusu patron ve kapitalist sömürü düzenidir.
Türkiye’de son 10 yılda 12 binden fazla işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Çünkü göstermelik önlemler dışında hiçbir gerçek önlem alınmıyor. Maliyet hesabı yapan ve kârlarının düşmesini istemeyen patronlar için işçilerin canının bir önemi yok!
İşyerleri işçiler için can güvenliğinin olmadığı yerler. Ne var ki ekmek parasını kazanmak zorunda olan işçiler, her şeyi göze alarak çalışmak zorunda kalıyorlar. İşçi sınıfının örgütsüz oluşu, işçileri patronlar karşısında daha da çaresiz hale getiriyor.
Türkiye’de yüzlerce çocuk çeşitli nedenlerle hayatını kaybediyor. Bu çocukların neredeyse hepsi emekçilerin çocuklarıdır. Kapitalist sömürü düzeninde işçiler gibi işçi çocuklarının da bir değeri yoktur.
Ali Can’ın yaşamını kaybetmesi, UİD-DER Kadın Komitesi’nin “her mahalleye ücretsiz ve nitelikli kreş” talebinin ne denli hayati olduğunu gözler önüne seriyor. Eğer kreş olsaydı, Ali Can bugün hayatta olacaktı ve ailesinin ocağına ateş düşmeyecekti.
Patronlar sınıfı tüm kurumlarını; bürokrasiyi, Meclis’i, polisi, medyayı ve mahkemeleri kullanarak Ali Can’ı kısa zamanda unutturacaklar. Ama biz işçiler ne Ali Can’ı ne de iş cinayetlerine kurban verdiğimiz on binlerce sınıf kardeşimizi asla unutmayacağız!
Patronlardan hesap sormak için örgütlü mücadeleye, UİD-DER saflarına!