
2014 yılı 1 Mayıs’ı, UİD-DER’le katıldığım ikinci 1 Mayıs’tı. Geçen seneki heyecanım ve coşkum da iki katına çıkmıştı. UİD-DER’in en sevdiğim özellikleri olan düzen, istikrar, kendine güven ve kendinden emin tavrı her zamanki gibi 1 Mayıs’ta da üstündeydi. Herkes birbirine gözleri gülerek ve sevgiyle bakıyordu. İşçi sınıfının kurtuluşuna duyduğu büyük inançla bakıyordu. Herkes tek yürek, herkes tek yumruktu. Herkes ilk önce yanında coşkuyla slogan atan dostuna güveniyordu. Herkes geleceğin ufuklardan dünyaya bir güneş gibi doğacağına inanıyordu. Geleceğe umut dolu gözlerle bakıyordu. “Yaşasın İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği” sloganı hep bir ağızdan sokakları, caddeleri sarsıyordu. UİD-DER’li işçiler ve devrim aşıkları kol kola yürüyerek 1 Mayıs’ı kutluyor, patronlara kin kusuyordu. Elbet bir gün tüm dünyanın işçilerinin birlik olacağını ve patronların kaçacak delik arayacağını haykırıyordu. İnsanlığın ancak enternasyonalle kurtulabileceğini haykırıyorduk.