Merhaba arkadaşlar,
Ben Sarıgazi’den UİD-DER’li bir işçiyim. 13 Mayısta Soma’da gerçekleşen işçi katliamında kaybettiğimiz işçi kardeşlerimiz için, derin öfke ve üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum. Biz sınıf bilinçli işçiler olarak, bu tür katliamlara asla kaza veya kader demedik. Kaza önlem alındığında önlenebilir bir şeydir. Kader dini bir kavramdır ve AKP işçileri inançlarıyla susturmaya çalışıyor. Bu konuyu geçelim. AKP’nin dediği “kader”, ne hikmetse hep işçilerin başına gelen, burjuvazinin kendini her türlü sorumluluktan kurtarmak için uydurduğu bir sorumsuzluktan ibarettir.
Bu kez rakamların yüzü soğuk olmadı, Soma katliamına kimse kayıtsız kalmadı. Artık işçi sınıfının sorunlarından bahsediliyor olması, gün yüzüne çıkması, olumlu bir durum olmasının yanında can yakıcı, başka bir gerçek var. Günlerdir görsel ve yazılı medyada görüyoruz ki, sanki daha önce hiç iş kazası olmuyormuş, sanki işçiler bu kazalarda ölmüyormuş gibi söylemler var. Ölen işçi sayısının fazla olması, burjuva medya açısından haber değeri kazandı. Birden herkes işçi haklarından, alınması gereken önlemlerden bahseder oldu. Burjuva medya, sanki iş kazalarının ve iş cinayetlerinin sorumlusu sermayenin açgözlülüğü değilmiş gibi yayın yapıyor. Biz işçiler; devlet adamlarının, bürokrat sendikacıların ve tabii ki patronların timsah gözyaşlarına asla inanmamalıyız.
İşçiler sadece 13 Mayısta ölmedi. Biz her gün ölüyoruz… UİD-DER’li işçiler olarak, işçi sınıfının kanını emen, sömürü düzeninin bilincindeyiz. Geçtiğimiz yıl, “İş Kazaları Kader Değildir İşçi Ölümlerini Durduralım!” diye bir imza kampanyası düzenledik. Yağmur, çamur, kar demeden binlerce işçiye sesimizi duyurmaya çalıştık. Elbette çalışmaya da devam edeceğiz. Sorumluluğumuz çok büyük. Bu onurlu ve haklı mücadelemizde birlik olmaya, her zamankinden çok ihtiyacımız var. Artık bu sömürü düzenine bir can daha vermeye tahammülümüz yok. Örgütlü olmak hayat kurtarır.