
31 Mayısta Çelik Tekne Tersanesi’nde geçirdiği iş kazasında ağır yaralanan ve yoğun bakımda olan Halil Kayacan’ın ailesini, tedavi gördüğü Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ziyaret ettik. Eşi, kardeşi, eniştesi, komşuları ve iş arkadaşları hastane bahçesinde kaygılı bir şekilde bekliyorlar. Kendisi de bir tersane işçisi olan Halil Kayacan’ın kardeşi Osman Kayacan, kazanın nasıl olduğunu ve sonrasında yaşananları anlatırken metanetliydi: “Halil, tank içinde kaynak yaptığı sırada, çıkan dumanı tahliye etmek isteyen bir başka işçi, ustasının talimatı üzerine içeriye hava basmak istedi. Fakat hava yerine yanlışlıkla hava tüpünün yanında duran oksijeni bastı. Bu sırada kaynaktan çıkan kıvılcım patlamaya yol açtı. Patlamayla birlikte meydana gelen yangında Halil’in vücudunun yüzde 70’ten fazlası yandı. Halil, ağır yaralı halde önce Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne sonra Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi Yanık Merkezi’ne sevk edildi. Birkaç defa ameliyat geçiren Halil’in vücudunun bir bölgesinde sağlam olan deri, diğer yanıkları kapatmak için alındı.”
İşverenler, kazadaki “kabahatlerini” kabul etmişler. Tedavi sürecinde her türlü desteği vereceklerini söylemişler. Kayacan, hastanede tutanakların gerektiği şekilde tutulduğunu, ama şu aşamada ağabeyinin sağlığıyla ilgilendiklerini belirtti. Halil’in bir an önce sağlığına ve iki çocuğuna kavuşmasını diliyor.
Salı günü tekrar ziyaret ettiğimizde, Osman Kayacan ağabeyiyle birlikte ameliyattaydı. Küçük kardeşten alınacak olan deri parçaları Halil’e nakledilecek. Halil’in bir iş arkadaşı ile Ada Tersanesi’nde çalışan bir başka arkadaşı da üzerindeki iş tulumuyla birlikte hastaneye gelmişti.
Halil Kayacan 36 yaşında ağır bir iş kazası geçirdi. Vücudundaki yanık izleri yaşamının geri kalanında yaşadığı travmayı hatırlatacak. Gerekli iş güvenliği önlemleri alınıyor olsaydı, ne Halil’in ne de bir başka işçinin canı yanar ve ailesi mağdur duruma düşerdi.
Soma’daki işçi katliamında 301 işçinin ölümünün ardından hükümet ve sermaye temsilcilerinin yaptıkları açıklamalardan, iş kazalarını engellemek için hiçbir şey yapmayacakları anlaşıldı. Taşeron sistemini yaygınlaştırmayı hedefleyen yasa Meclis’e sunuldu. Bu yasa çalışma koşullarını düzeltmek için değil sermayenin işini kolaylaştırmak içindir.
İş kazalarının durdurulması doğrultusunda AKP hükümetine adım attıracak ve patronlara gerekli önlemleri aldırtacak olan işçilerin örgütlü mücadelesidir. Dolayısıyla bir kez daha görev işçilerin kendisine düşüyor: Örgütlenmek ve mücadele etmek. Çünkü örgütlü olmak hayat kurtarır!