
Yürekleri nasırlaşan, gözleri kör, kulakları sağır olanlar, günden güne insanlığını unutanlar, iki gün ağlayıp kenara çekilenler, Allah yardımcıları olsun deyip sorumluluğu üstünden atanlar, acıları paylaşmak yerine yapacak bir şey yok diyenler... Daha düne kadar iş cinayetlerine kulak tıkayıp görmezden gelen ve Soma’dan sonra bu gerçeğe pek duyarlı kesilmiş görünen burjuva yazarlar, çizerler… Sizleri de unutturmayacağız. Bugün yazdıklarınızı bu katliam olmadan önce neden dillendirmiyor, neden sorgulamıyordunuz? İlk defa mı duyuyorsunuz? İş cinayetleri illâ büyük bir katliama mı dönüşmeliydi ilginizi çekmek için? Derneğimiz UİD-DER’in yürüttüğü “İş Kazaları Kader Değildir, İş Cinayetlerini Durduralım” kampanyasında yüz binden fazla imza topladık ve işçilerin iş kazalarına nasıl kurban gittiğini anlatın herkese diye sizlere de ulaşmaya çalıştık. Ama yaşarken pek prim getirmiyorduk herhâlde size ki, kulaklarınızı tıkadınız, gözlerinizi kapadınız. Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Sizi de, timsah gözyaşlarınızı da unutmayacağız.
Patronlara, sermayeye hizmet eden, hükümetinden muhalefetine tüm milletvekilleri, ölülerimize kader diyen başbakan ve bakanları, sizin “kaderinizi” de biz işçiler yazacağız! Burjuva siyasetçiler! Çözdüğünüzü övünerek söylediğiniz patronların prangalarını işçilerin ayaklarına bağlayıp onları ölüme gönderen her yasanız, zulmünüz yanınıza kâr kalır sanmayın. Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyiz diyerek övünen, milletin değil sermeyenin vekili olanlar, iş kazalarında ve cinayetlerinde dünyada kaçıncı sırada olduğumuzu söylemek hiç işinize gelmiyor değil mi?
Kan revan içindeki madenlerin, fabrikaların, gökdelenlerin ve tersanelerin sahipleri! Göğü delen saraylara kurulursunuz, yerküreye tepeden bakıp buyruklar yağdırırsınız. İşçilerin cansız bedenleri karşısında utanmadan karşımıza çıkıp açıklama yapan sizler, bilin ki o sırıtkan suratlarınız korkuya da boğulacak elbet.
Soma’da katledilen 301 madenciyi, Esenyurt’ta alışveriş merkezi yapımında çadırda yanarak can veren 11 inşaat işçisini, prese sıkışarak ölen 16 yaşındaki Ahmet’i, işyeri servisinde sular altında kalarak can veren 7 tekstil işçisi kadını, Gaziantep’te galvaniz fabrikasındaki patlamada can veren 8 işçiyi, Samsun’da 300 tonluk demirin altında can veren 5 işçiyi, her gün tersanelerde, madenlerde, inşaatlarda ölen işçileri, dünyada her dört saniyede bir ölen her bir işçiyi unutmayacağız, unutturmayacağız. Ve onları katleden sizlerden ve kanlı düzeninizden bütün bunların hesabını tek tek soracağız.