
Yapay kutuplaştırmayı derinleştiren AKP’nin de, patronların da vicdanının olmadığı apaçık ortada duruyor. Patronlar bu durumdan çok rahat bir şekilde faydalanıyor. İşçilerin ve emekçilerin zihnini ikiye bölen yapay kutuplaştırmadan işçilerin payına düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, iş cinayetleri, yoksulluk ve sefalet düşüyor. Öte yandan ise milyarderlerin sayısı sürekli artıyor. AKP’nin iktidara geldiği dönemde dolar milyarderlerinin sayısı 4 iken bu sayı 12 yıllık AKP iktidarı döneminde 44’e çıkmıştır.
Peki bunlar nasıl milyarder oluyorlar? Elbette işçileri ve emekçileri sömürerek, çalarak, çırparak. Patronlar daha fazla zenginleşmek için her yolu mübah görürler ve insan canını hiçe sayarlar. Bunun en can alıcı örneği Soma maden ocağında yaşanan katliamdır. Gerekli güvenlik önemlerinin alınmaması, devletin maden ocaklarını denetlememesi, maden ocağında çalışan işçilere gerekli eğitimin verilmemesi, gaz ölçümlerinin düzenli olarak denetlenmemesi ve sığınakların ve temiz hava odalarının olmaması, katliamla sonuçlanmıştır. Patronlar bu önlemlerin alınmasını maliyet olarak gördükleri için buradan da kâr etmeyi düşünüyorlar. Ekonomi sömürülen işçilerin canı kanı ile büyüyor. İşçilerin örgütsüzlüğü de buna katkı sağlamaktadır. Biz işçiler örgütlenmediğimiz zaman, milyarderlerin sayısı artacak, işçi ve emekçilere ise daha fazla yoksulluk, daha düşük ücretler ve daha uzun çalışma saatleri düşecektir. AKP’nin ve diğer partilerin yapay kutuplaştırma tuzağına düşmemeliyiz. Kendi sınıf çıkarlarımız doğrultusunda örgütlenmeli, bilinçlenmeli ve mücadele etmeli ve dünyayı bu doğrultuda değiştirmeliyiz.