
26 Haziranda Halil’in yakınlarını hastanede ziyaret ettik. Eniştesi Fahrettin ilk günden bu yana Halil’i yalnız bırakmadıklarını söyledi. Doktorların özel yatak ve ilaç gibi paralı ve pahalı isteklerini karşılamak için ellerinden geleni yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini belirtti. Kazanın üzerinden neredeyse 1 ay geçmesine rağmen Halil’in hayati tehlikesinin geçmediğini anlattı bize. Umutla sağlığına kavuşmuş şekilde hastaneden çıkmasını bekliyorlar. Halil bugüne kadar çok sayıda ameliyat geçirmiş. Kardeşi Osman ve kız kardeşinden doku nakli yapıldı. Vücudunda ve bacaklarında çürüyen etler alınmış. Doktorların elinden geleni yaptığını anlatan Fahrettin, yaşadıklarını bizimle paylaştı. Geçtiğimiz günlerde bir doktorun yanlarına gelerek, Halil’i kaybetmek üzere olduklarını söylemiş. Doktor, tekrar tedavi gördüğü odaya dönüp son bir kez şansını deneyerek elektro şok uygulamak istemiş. Şok uygulayacağı sırada birden yaşam fonksiyonları normale dönmüş. Halil’in yaşadığı haberini aldıklarında yeniden umutlanmışlar. Hayati risk devam ettiği için hâlâ yoğun bakımda ve uyandırılmıyor.
Tersanedeki işçi arkadaşları ameliyatlar için kan bağışı yapmışlar. Tersane patronunun verdiği sözlere rağmen kendilerine yeterince destek olmadığını belirten Fahrettin, hukuki süreci başlattıklarını da ekledi.
Feci iş kazası Halil’i 36 yaşında yakaladı. Halil’in yolunu gözleyen 2. sınıf öğrenicisi bir çocuk ve dünyaya gözlerini açmaya hazırlanan bir bebek var. İş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ihmalkârlık bu kazaya yol açtı. Benzeri iş kazaları her ay 100’den fazla işçinin hayatını almaya, yüzlercesinin hayatını karartmaya devam ediyor.
İşçilerin hayatı, taşeron sistemini yaygınlaştıran, kârlarına kâr katan, işçiyi iliğine kadar sömüren sermaye düzeni tarafından karartılıyor. İş kazalarını engellemenin yolu ise elbette işçilerin birleşerek mücadeleyi yükseltmesinden geçmektedir.