
Çorlu’da tül perde üreten Tanrıverdi Tekstil’de çalışan işçiler, sendika değiştirdikleri için işten atıldılar. İşçiler, ağır çalışma koşullarını değiştirmek için TEKSİF sendikasından istifa edip DİSK/Tekstil’e geçtiler. Bunun üzerine işveren 30 işçiyi işten attı. İşten atılan işçiler işe dönmek amacıyla direnişe geçtiler.
Evrensel’den Vedat Yalvaç’ın haberine göre, işçiler kendilerine köpek kadar değer verilmediklerini aktarıyorlar. Günde 14-16 saatlere varan ağır çalışma koşullarından yakınan işçiler, insan muamelesi görmediklerini belirtiyorlar. İşten atılan işçilerden Özgür Tümbel “Köfte çıktığında köpeğe tencere ile gidiyor. Bize 3 köfteden fazla verilmiyor. Tabağa 4 köfte düşünce bir tanesi hemen geri alınıyor” diyerek bu durumu örnekliyor. İşçiler, yöneticilerin ayrıcalıklı konumda olduklarına dikkat çekiyorlar. İçtikleri suyun temiz olmadığını belirten işçiler, patronun işçilerin içtiği sudan içmediğini ve kendisi için ayrı su getirdiğine dikkat çekiyorlar.
Bir başka işçi Dilek Hasku, ayağı kırıldığını ve hastaneye kendi imkânlarıyla gittiğini belirtiyor: “Kendi imkanlarımla gittiğim için ayağımda daha fazla sorun oluştu. Düşen malı almak istedim. Elektrik kablosu başladığım günden beri çıplaktı. Elektrik çarptı, kolumda kasılma olunca kendim gidip söyledim. Çorlu’ya gönderdiler. 2 gün dinlendikten sora çalışabilirsin dediler. Daha sonra uyuşma devam edince tekrar hastaneye gittim. Bu sefer Edirne’ye sevk ettiler. Gece 10:00’dan sabaha kadar kalp makinesinde kaldım. Kaza kalbe de etki etmiş, kalp ritmi bozulmuş.” İşçiler iş kazasına tepki göstererek, seslerinin duyulması için illa 300 kişinin ölmesi mi lazım diye soruyorlar. İşçiler, bu durumu değiştirmek istedikleri için işyerine müfettiş çağırmışlar ve patronun açıktan tehditleriyle karşı karşıya kalmışlar.
Ağır çalışma koşullarını değiştirmek isteyen işçiler, TEKSİF’ten Teksil Sendikasına geçtikleri için işten atıldılar. Ancak tüm deneyimler, sendika değiştirmenin kendi başına bir şey ifade etmediğini ortaya koyuyor. İşçiler örgütlü olmadığı ve sendikalarına sahip çıkıp denetlemedikleri müddetçe, şu ya da bu sendikanın tepesindeki bürokrat sendikacılar işçilerin sorunlarını çözmek için çalışmayacaklardır. Bu nedenle, işçiler taban örgütlülüklerini güçlendirerek sendikalarına sahip çıkmalı ve tüm bürokratları sendikalardan kovarak sendikaları gerçek birer mücadele örgütüne dönüştürmelidirler.