
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin açıkladığı Haziran ayı iş cinayetleri raporuna göre Haziran ayında en az 141 işçi daha patronların kâr hırsına kurbanı oldu. Meclis’in raporlarına göre 2014’ün ilk 6 ayında yaklaşık 950 işçi iş kazası adı altında katledildi. Soma’daki faciadan hemen sonra 141 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını kaybetmesi, patronların ve AKP’nin iş kazalarını umursamadığını ve hiçbir önlem almadıklarını gözler önüne seriyor.
Haziran raporunu açıklayan İSİG Meclisi, yasaklanan cam grevine de değindi ve grevin yasaklanmasını protesto etti. Raporda inşaat, tarım, taşımacılık ve maden sektörlerinin yangın yerine dönüştüğü kaydedildi ve iş cinayetlerine ilişkin şu rakamlar verildi:
Coğrafyamızın her hücresinde kent dokusunu ve ekolojik yaşamı gözetmeyen hızlı betonlaşma sonucu yarısı düşme nedenli olmak üzere 37 inşaat işçisi can verdi.
Yaz geldi, güvencesiz tarım emeği yollara düştü. 14’ü küçük çiftçi olmak üzere 29 tarım emekçisi can verdi.
Otobüs, minibüs, tır, tanker sürücüsü, moto-kurye... Her gün yeni açmazlara yol açan ulaşım politikalarıyla, kuralsız çalıştırmanın egemen olmasıyla 16 taşımacılık işçisi can verdi.
Soma; Şırnak’ta, İstanbul’da, Karaman’da, Maraş’ta ve Karaman’da... Madenler ölüm kusuyor. Bu ay 10 maden işçisi can verdi.
Silikozis hastalarının can vermeye devam ettiğinin belirtildiği raporda, Şırnak madenlerinde sigortasız çalıştırılan işçilerin durumuna da değinildi. Şırnak’taki iş cinayetinde yaşamını yitiren 8 çocuk babası Musa Seven’in cenazesinin yerin altından bidonla çıkarıldığı hatırlatıldı ve bu koşullara karşı mücadele çağrısı yapıldı. Raporda, güvenlik işçilerinin durumuna da dikkat çekildi ve iş cinayetlerine kurban giden güvenlik işçilerinin çalışma koşulları teşhir edildi.
Artan iş kazaları, işçilerin canını almaya devam eden iş cinayetleri ve meslek hastalıkları AKP hükümetinin ve patronlar sınıfının umurunda bile değildir. Aslında rakamlar bu gerçeği gözler önüne seriyor. Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre, 2002’de 872 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybederken, bu rakam yıllar içinde giderek büyüdü. Özellikle 2005’ten sonra ölümlü iş kazalarındaki artış dikkat çekicidir. 2006’da 1592 işçi, 2007’de 1043 işçi, 2008’de 865 işçi iş kazalarında yaşamdan kopartıldı. 2008’deki ekonomik kriz döneminde düşen iş cinayetleri, ekonomin canlanmayla birlikte günden güne yükseldi. Meselâ 2009’da 1171 işçi, 2010’da 1444, 2011’de 1700 işçi katledildi. 2012’de 744 olarak gerçekleşen iş cinayetleri 2013’te 1235’e yükseldi. 2014’ün ilk altı ayında ise 950’ye yakın işçi sermayenin kâr hırsının kurbanı oldu.
Patronların kârları azalmasın diye Soma’da önlem almayarak 301 işçiyi ölüme gönderen AKP hükümeti ve sermaye devletidir. Ayda ortalama 100-150 işçiyi iş cinayetlerinde katleden onlardır. “Büyüyen Türkiye” yalanlarına inanmamızı ve sömürüye razı olmamızı isteyenler onlardır. Daha iyi iş ve yaşam koşulları isteyen işçilerin hak alma mücadelesini engellemek üzere grevleri yasaklayan, işten atmaları kolaylaştıran, taşeron ve esnek çalışmayı yaygınlaştıran onlardır. İşçiler örgütsüz olmanın bedelini bu saldırılara göğüs gerememekle ve canlarıyla ödemektedirler. Bu gidişe dur diyecek olan işçilerin dil, din, mezhep, ulus ayrımı yapmadan birleşerek mücadele etmesidir. Örgütsüzlük ölüm, mücadele hayata demektir.