
Merhaba dostlar,
Ben Gebze’den bir öğrenci işçiyim. Geçtiğimiz günlerde yaptığımız 15-16 Haziran büyük işçi direnişi etkinliğinden kısa bir süre sonra, okula ara verip bir atölyede işe başladım. 50 işçi ile birlikte çalıştığımız bu atölyede sendikamız yok. Beni bu yazıyı yazmam için tetikleyen olay ise, çalıştığım firmanın beni başka bir fabrikaya göndermesi oldu.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu bu fabrikaya ilk girdiğimde çok etkilendim. Devasa büyük bir bina, makineler ve büyük bir disiplinle çalışan işçiler. Bir süre izledikten sonra kendi işimi yapmaya koyuldum. İşimi bitirdiğimde fabrikanın yemek saati gelmişti. İşyeri temsilcisi beni yemekhaneye davet etti. Yemekhanede yemeğimizi yerken kısa bir süre de olsa sohbet ettik. Yemekhaneden çıktıktan sonra koridorda ilerlerken sendika panolarını gördüm. Öğrenci olduğum için yaz aylarında hep geçici işlerde çalışmıştım. Çalıştığım işyerlerinin hepsi de sendikasızdı. Bundan dolayı içimi bir heyecan kapladı. Panoları inceledim 1 Mayıs afişleri hâlâ duruyordu. Biraz daha ilerledim. İşçilerin soyunma odalarının önünden geçerken aralık olan kapıdan içeri baktım. Neredeyse dolapların hepsinde 1 Mayıs afişleri ve “İş Kazaları Kader Değildir” afişleri bulunuyordu. Bunları görmekten çok mutlu oldum. Orada işçilerin birlik halinde olan ruhunun varlığını hissettim.
Fakat önemli bir eksiklik vardı ki, o da 15-16 Haziran büyük işçi direnişi ile ilgili duvarlarda, panolarda, dolaplarda ne bir yazı ne bir afiş mevcuttu. Durup düşündüm biraz. Geçmişini Maden-İş’e dayandıran sendikalı bir fabrikada acaba ne olmuştu da 15-16 Haziran en azından panolarda yerini alamamıştı. Büyüklerimizin biz gençlere bıraktığı bu denli önemli bir mücadele mirasını bizim kuşağımızın sahiplenip sürdürmesi gerekirken neden bu kadar geri plana düşmüştü? Bırakın meydanları doldurmayı, bir panoda bile neden yer verilmemişti? Acaba unutulmuş olabilir mi?
Son yılarda törpülene törpülene bitmek üzere olan haklarımızın elde edilmesinde, o büyük işçi direnişinin de payı yok mu, sendikalı işçiler bunu bilmiyor mu? Biz işçiyiz, analarımız ve babalarımız da işçi, çevremdeki herkes işçi. Bize bırakılan böylesi büyük emanetleri sahiplenmeli ve yaşatmalıyız. Çünkü işçinin, sınıf bilinçli, örgütlü işçiden ve sınıfsız bir dünya için mücadele eden devrimcilerden başka dostu yoktur. Her fırsatta kanımızı daha çok emmeye çalışan ve haklarımızı elimizden alan patronlara karşı ancak tarihimizi hatırlayıp birlik olarak karşı durabilirsek onurumuzla var olabiliriz. Biz birbirimizin garantisiyiz dostlar.