Bursa’da bulunan Sütaş önünde hakları için mücadele eden işçilere jandarmanın baskısı devam ediyor. TÜSİAD eski başkanı Muharrem Yılmaz’a ait Sütaş fabrikasında, işçiler sendikalaştıkları için işten atılmışlardı. Tek Gıda-İş Sendikası’nda örgütlü olan işçiler, hakları için direnişe geçmişlerdi. İşçilerin direnişini kırmak isteyen işveren, jandarmayı devreye soktu. Daha önce işçilere saldıran jandarma, geçtiğimiz gün de işçilere saldırarak direniş alanından uzaklaştırmaya çalıştı.
Tek Gıda-İş, bu saldırı üzerine yazılı bir açıklama yaparak şu hususları vurgulamıştı: “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘kamuya açık bir yerin işgal edilmesi’ için demokratik eylem olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı verdiği günde, Türkiye’nin başka bir noktasında jandarma aynı şekilde demokratik haklarını kullanan SÜTAŞ işçisini darp ediyor, haklarına engel oluyor. Jandarma gücünü yöneten yetkilileri uyarıyoruz! Siz sermayenin bekçisi değilsiniz. Siz anayasal hakların bekçisi ve koruyucususunuz. Patronun her aklına estiğinde mıntıka temizliği yapar gibi direnişçi işçileri yerinden söküp atamazsınız. Anayasal suç işliyorsunuz. Kanunları istediğiniz gibi eğip büküp, istediğiniz gibi rafa kaldıramazsınız. Hukuk devletinde kurallar dağ başında da aynı, düzlükte de aynı işlemek zorundadır. Sizler de hukuka uygun davranmak zorundasınız. Demokratik gösteri haklarını kullanan SÜTAŞ işçilerine müdahaleyi derhal durdurmaya çağırıyoruz.”
Bu açıklama üzerine jandarma Bursa Valiliği üzerinden bir karşı açıklama yayınlayarak kendini savundu. Açıklamada, işçilerin, kamusal alana dahil olan yola pankart asarak kanunları ihlal ettikleri ve jandarmanın bu duruma son verdiği belirtilirken, jandarmanın halkın hizmetinde olduğu da ifade edildi. Halka hizmet etmeye pek düşkün jandarma, nedense işçilerin mücadelesi söz konusu olunca kamusal alanı hatırlamaktadır. Sermaye kamusal alanları işgal edip kendi çıkarları için kullanırken ve emekçilere kapatırken ortalarda gözükmeyenler, iş işçilerin mücadelesini kırmaya gelince kamusal alan yalanının arkasına sığınıyorlar.