
22 Temmuz 1980’de sermayenin tetikçileri tarafından katledilen işçi sınıfı önderi Kemal Türkler, tüm UİD-DER temsilciliklerinde anıldı. 19 Temmuz Cumartesi ve 20 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen etkinliklerde, Türkler’in hayat hikâyesini ve katledilişini konu edinen Benden İşçilere Selam Söyle adlı belgesel izlendi ve geçmiş ile şimdiki dönem işçi mücadeleleri üzerine tartışmalar yürütüldü.
Belgesel öncesinde sunumlar yapıldı. Sunumlarda DİSK’in kurucusu ve aynı zamanda başkanı olan Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’in neden katledildiği üzerinde duruldu. 1980 öncesinde yükselen işçi hareketinin sermaye sınıfını ve onun devletini nasıl korkuttuğu vurgulanırken, Maden-İş’in ve Kemal Türkler’in yükselen işçi mücadelesi içindeki önemli rolüne dikkat çekildi. İşçi sınıfının mücadelesinin önünü kesmeyi hedefleyen burjuvazi, Kemal Türkleri katlettirerek hem işçi sınıfına gözdağı vermiş hem de 1980 askeri faşist darbesinin önünü açmıştır.
Sefaköy ve Kıraç’ta belgesel izlendikten sonra şiirler okundu ve söz alan işçiler, Kemal Türkler gibi bir mücadeleci işçi önderine neden sahip çıkmaları gerektiğini belirttiler. Geçmiş ve bugünün işçi hareketi üzerinde durularak sorunlar tartışıldı, çözüm yolunun nerden geçtiği vurgulandı.
UİD-DER Tuzla temsilciliğinin DERİTEKS Genel Merkezi binasında örgütlediği etkinliğe katılan işçiler, belgeselin yarattığı duygusal ortam nedeniyle söz alıp konuşmakta zorlandılar. 1980 öncesindeki mücadeleleri görmüş eski deri işçileri söz alarak böyle bir etkinliğin yapılmasından, geçmişin mücadele geleneğinin bugüne aktarılmasından çok memnun olduklarını ifade ettiler. Geçmişte nasıl örgütlü olduklarını, işçiler arasında patronlara karşı nasıl bir dayanışma olduğunu ve haklarını almak için işçilerin nasıl kararlı mücadeleler verdiklerini aktardılar. Bugünün genç işçilerinin geçmişin mücadelesine sahip çıkması gerektiğini belirttiler.
Söz alan genç işçiler de, UİD-DER’in bir mücadele örgütü olduğunu, geçmişten bugüne aktarılan deneyimleri kendilerinin sahiplendiğini ve genç işçiler olarak mücadeleyi büyüteceklerini dile getirdiler. Deneyimli işçilerin geçmişteki mücadeleleri bugünün genç kuşaklarıyla paylaşmasının önemine, yılmadan ve usanmadan işçiler arasında örgütlenme mücadelesine devam edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Bugünkü grev ve direnişlere de dikkat çekilen konuşmalarda, umutsuzluğa yer verilmemesinin üzerinde duruldu. Sunumu yapan UİD-DER temsilcisi ise sendikaların içine yuvarlandığı vahim duruma dikkat çekerek bürokratların sendikaları nasıl işbirlikçi örgütler haline getirdiğini, sendikaların yeniden mücadele örgütleri haline gelmesi için tabandan mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini ifade etti.
Sarıgazi’deki etkinlikte, Kavel grevi üzerinde duruldu. Kavel grevinin fiili bir grev olduğu, yasalara göre grev yasak olmasına rağmen işçilerin greve gittiği, işçilerin mücadelesinin meşruiyetinin yasalardan değil işçilerin haklılığından geldiği üzerinde durulurken, Kemal Türkler’in Kavel grevindeki önemli rolüne dikkat çekildi. Kemal Türkler’in, şimdiki çoğu sendikacı gibi işçilere bol keseden atarak esip gürleyen, sonra gidip kapalı kapılar ardında patronla sözleşme imzalayan sendikacılardan olmadığı dile getirildi. Belgeselde anlatıldığı üzere Kemal Türkler sendikaya gelir elde etmek için ceket, gömlek v.s dikip satarken, şimdiki sendikacılar işçilerin aidatları üzerinde ayrıcalıklı bir yaşam sürmektedirler.
Petrokimya, metal, gıda, hizmet ve diğer sektörlerden işçilerin yoğun bir şekilde katıldığı Gebze’deki etkinlikte de duygusal anlar yaşandı. Etkinliğe grevci Kimberly Clark işçileri de katıldılar. Etkinlik başlamadan önce Kimberly Clark ve Kent Gıda grevi alkışlarla desteklendi. Belgeselden sonra işçiler söz alarak duygularını belirttiler. Bir Kimberly Clark işçisi de söz alarak sendikaları güçlendirmek ve sendikal bürokrasiyi yok etmek için işçilerin tabandan örgütlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Mücadeleci sendikaların ancak bu şekilde örgütlenebileceğini ifade etti. Geçmişin mücadele geleneğinin bugüne aktarılmasında UİD-DER’in oynadığı role dikkat çeken işçiler, bu çabasından dolayı UİD-DER’e teşekkür ettiler.
Tüm etkinliklerde, Kemal Türkler’e kurşun sıkanların aslında işçi sınıfının örgütlülüğüne, birliğine, beraberliğine kurşun sıktığı vurgulandı. UİD-DER’li işçilerin Kemal Türkler’in ve Maden-İş’in mücadeleci sendikal anlayışına sahip çıktığı, Kemal Türkler’i unutturmayacakları, sendikaların yeniden mücadeleci işçi örgütleri olması için tabandan militan sendikacılık anlayışının yükseltilmesi gerektiği çağrısı yapıldı. Örgütlü ve güçlü bir işçi hareketinin karşısında kapitalistlerin eskiden olduğu gibi tir tir titreyeceğine dikkat çekildi.