
Ben metal sektöründe çalışan bir kadın işçiyim. Yaza girdiğimizden bu yana çalışma yoğunluğu alabildiğine hızlandı. İşçilerin çoğunun oruçlu olmasına aldırmaksızın her gün fazla mesaiye bırakıyorlar bizleri. İşçilerin çalışma temposunu beğenmeyen “müdür bey” sürekli tehditler savuruyor, “eğer bu işleri kapıdaki tıra yetiştiremezsek maaşlarınızı alamayacaksınız” diye saçmalayıp duruyor. Fabrikanın kapısında ise tır hiç eksik olmuyor. O iş yetişecek bu iş yetişecek diye işçilerin canına okuyorlar. Bazen öyle bir hale geliyoruz ki aklımdan şu düşünce geçiyor, “eşek yürümekten yorulursa sahibi onu dinlendiriyor. Ama bizim eşek kadar bile değerimiz yok”. Bıraktık dinlenmeyi nefes bile aldırmıyorlar. Akşam paydos olunca feleğimiz şaşmış bir halde servislere biniyoruz. Patronlar bizleri diledikleri gibi sömürüyorlar. Ses çıkarmayan, tepki göstermeyen bir işçi topluluğu da var. Düşünüyorum da biz işçiler daha ne kadar bu acımasız, insanı insanlığından çıkartan çalışma koşullarına katlanacağız? Ne zaman bu sömürüye dur diyeceğiz? Daha neyi bekliyoruz? Birlik olup güçlerimizi birleştirdiğimizde patronların sömürü düzenine son verebiliriz. Yeter ki birleşelim, patronların insani olmayan düzenini yıkıp yerine kendi iktidarımızda insani bir düzen kuralım.