
İşyerinde örgütlü T. Maden-İş ile işyeri yönetimi arasında süren toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine sendika grev kararı almıştı. Yaklaşık 1250 işçiyi kapsayan grev kararı, 7 Temmuzda işyerine asıldı. Ancak grevin başlama tarihi olan 24 Temmuza bir gün kala, Park Termik adına iptal talebiyle mahkemeye başvurulmasını değerlendiren mahkeme heyeti, derhal patronların arzusu lehine karar verdi ve grevin uygulanmasını durdurdu. Süratle karar veren mahkeme heyeti, şirketin imtiyaz sözleşmesini dikkate alarak madeni “elektrik üretim işi yapan” işyeri kapsamında değerlendirdi ve “işyerini yasayla grevin yasak olduğu işler” dâhiline alarak karar verdi. Gerçekte, son sendikalar yasasıyla birlikte “termik santrali besleyen linyit madenleri” grev yasağı kapsamından çıkartılmıştı. Ancak mahkeme heyetinin yorumuyla yasa maddeleri de bir kenara atılmış oldu. Karara T. Maden-İş Sendikası itiraz etti.
Bu grev yasağı da bir kez daha gösteriyor ki, Türkiye’de sendikal hak ve özgürlüklerin önünde büyük engeller bulunmaktadır. İşçilerin mücadelesinin önüne, her seferinde ya AKP hükümeti ya da sermayenin devleti çıkmaktadır. Bu engelleri aşma ve yasakları parçalama görevi sendikaların ve işçi sınıfının önünde durmaktadır.