
Tuzla’daki yan sanayi bölgesinde çalışmakta olan bir işçiyim. Plastik üzerine ürün çıkaran sıcak preslerde, 200 derece sıcaklığı bulan makinelerde çalışıyoruz. Hem sıcaklığı nedeniyle hem de plastik olduğu için yoğun dumanlı ve havasız, sağlık açısından riskli, yeterli iş güvenliği önlemleri alınmamış ortamda çalıştırılıyoruz. Tüm bu güvencesiz, olumsuz çalışmanın yanı sıra baskılar, haksızlıklar giderek artıyor. İşveren, her gün yeni bir yasak, yeni bir kuralla işçilerin üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışıyor, sendikalı işçileri işten çıkarmayı ve tazminat vermeden işlerine son vermeyi planlıyor.
Gördüğüm şu ki, hemen hemen tüm işyerlerindeki temel sorunlar aynı. İş güvenliğinin olmaması, baskılar, sağlığımızı bozan çalışma ortamı... Daha önce çalıştığımız işyerinde de sıvılaştırılmış kimyasal ilaçların olduğu havuzlar vardı. Siyanür, krom ve nikelin doğrudan vücuda temas etmesi halinde vücutta tahriş ya da derinin yanması gibi ciddi durumlar olabiliyordu. Bu işyerinde ben de bir kaza geçirmiştim. Ayağıma krom bulaşmış ve ayak parmağımın kemiğe kadar delinmesine neden olmuştu. İş güvenliği önlemlerinin alınması gerektiğini sürekli dile getirdiğim halde hiçbir önlem alınmamıştı. Daha iyi koşullarda çalışma umuduyla işi bırakmak zorunda kalmıştım. Şu anda çalıştığım işyerinde de hemen hemen aynı sorunlar var. Ve biliyorum ki burada aynı pervasızlığa, benzer ihmallere maruz kalacağız. Artık şunun bilincine varmış durumdayım; önemli olan o işyerinden çıkıp başka bir işyerine girmek değil, önemli olan o işyerinde iş güvenliğini sağlamak ve temel sorunları çözmek için mücadele etmektir.