Kardeşlerim,

Yanı başımızda, Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta emperyalistlerin çıkarları uğruna bizim gibi işçiler, emekçiler, yaşamın başlangıcındaki çocuklar kirli savaşlarda katlediliyorlar. Biz UİD-DER’li işçiler, bu haksız savaşa dur demeye çağırmak, sesimize ses katmalarını sağlamak için ulaşabildiğimiz tüm emekçi kardeşlerimize ulaşmaya çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki emperyalistler bu savaşı, halkların, işçilerin yararınaymış gibi gösterse de aslında bu haksız savaşlar biz işçi emeçlileri madden ve manen yok etmekten başka bir anlama gelmiyor. Dünyadaki tüm işçilerin örgütsüzlüğünü fırsat bilen emperyalist güçler, kendi çıkarları uğruna binlerce insanı katlediyor ve bizlerin payına düşen ise bu vahşeti izlemek oluyor. Kardeşlerim, “bu savaş büyük güçler arasında yapılıyor ve bunu durdurmaya gücümüz yetmez, bize düşen üzülmek” deyip ahlanıp vahlanmak tam da emperyalist-kapitalist güçlerin istediği tutumdur. Biz UİD-DER’li işçiler, olanları izleyip kendi başımıza üzülmek yerine çeşitli alanlarda stantlar kuruyor,  bildiriler dağıtıyor, eylemler örgütlüyor ve bu insanlık suçunu durdurmak için herkesi gerçek bir örgütlülüğe çağırıyoruz.

2 Ağustosta da Ankara’da Sakarya Caddesi’nde standımızı kurduk. “Katil İsrail Filistin’den Defol, Filistin Halkı Yalnız Değildir!” standımıza, döviz ve bildirilerimize ilgi büyük oldu. Sohbet ettiğimiz tüm işçiler ve emekçiler bu savaşları lanetliyordu ve çok öfkeliydi. Ama biliyoruz ki sadece öfkelenmek bu kanı durdurmayacak. Bizler de sohbet ettiğimiz işçi dostlarımıza bu kanı durdurmanın tek yolunun işçilerin birleşmesi ve bu savaşlara dur demesi olduğunu anlattık.

Evet kardeşlerim, tüm dünyayı emeğimizle, gücümüzle var eden biziz, hatta emperyalistlerin bu kanı akıtmak için kullandıkları silahları bile üreten biz işçileriz, o halde buna dur diyecek olan da bizleriz. Mahallelerimizde, işyerlerimizde, ulaşabildiğimiz tüm işçilere ulaşıp örgütlülüğü güçlendirmeliyiz. Ve bunu da işçilerin gerçek örgütü olan UİD-DER saflarında yapabiliriz.