
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZENERJİ ve İZELMAN şirketlerinde çalışan işçilerin grevi geçen yıl Yüksek Hakem Kurulu tarafından gasp edilmişti. Toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanmış ve işçilerin örgütlü olduğu DİSK/Genel-İş Sendikası grev kararı almıştı. Ancak CHP’li belediye başkanı toplu sözleşmeyi YHK’ya taşımış ve toplu sözleşme belediyenin lehine bağıtlanmıştı. Bunun üzerine Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube, YHK’nın işçilerin grev hakkını ihlal ederek toplu sözleşmeyi yasalara aykırı bir şekilde bağıtladığı kararın iptali için dava açmıştı. Yargıtay’a giden dava, sendikanın istediği temelde sonuçlandı ve Genel-İş kararın emsal niteliğinde olduğunu açıkladı.
İzmir 2. İş Mahkemesi’nde görülen dava, 30 Nisanda sendikanın lehine sonuçlanmıştı. Mahkeme, sendikanın mevcut grev kararına rağmen YHK’nin toplu sözleşme bağıtlayamayacağını, grev yasağına tâbi olmayan işyerlerinde TİS sürecinin kaldığı yerden devamının gerektiğine karar vermişti. Toplu sözleşme sürecinin grev yasağı olsun veya olmasın, bütün birimlerde yeniden başlaması gerektiğini ifade eden Genel-İş, yerel mahkemenin kararını temyize taşıdı. İşveren tarafı da YHK kararının geçerli olması talebiyle kararın bozulmasını istedi.
Bunun üzerine Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, “İşletmelerin bazı birimlerinde grev yasağı olduğu durumlarda da YHK’nın karar yetkisi yoktur” dedi. Yargıtay, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanununun 34. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan toplu sözleşmenin işletme düzeyinde yapılabileceği hükmünü hatırlatarak, yerel mahkemenin verdiği kararın bir bölümünü ‘isabetsiz’ olarak değerlendirdi. Toplu sözleşme sürecinin kaldığı yerden devamına karar verdi.
Genel-İş İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Taner Şanlı şu açıklamada bulundu: “Biz hakkımız olanı mahkeme önünde de aldık. Bununla, hakkımızı sadece mahkemelerde aramak istemiyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesinden mahkeme kararlarını beklemeden, süreyi uzatmadan, ek protokollerle anlaşarak toplu sözleşmeyi imzalamak istiyoruz.”